Gönderi

64 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 8 hours
Çehov çok şiirsel bir yazar benim için. Basit gibi görünen kısacık öyküleriyle çok etkileyici bir anlatıma ulaşabilen biri. Nitekim üç öyküden oluşan bu kitabı da bana tarifsiz şiirsel duygularla geldi. Dağ betimlemeleri, köy manzaralarıyla okurun aklında tablocuklar çizerken, aynı zamanda insana, kadere dair fikirleriyle kısacık diyaloglarda dahi felsefi ve sorgusal bir doygunluk yaşatabiliyor okura. Kılıflı Adam öyküsü kişinin kendini dünyadan sakınışına dair bir öykü. Her şeyden elini eteğini çekmiş, hayatını kurallara ve yargılara dayandırmış bir ögretmen karakteri anlatıyor. Onun hayata bakışını okuyoruz öyküde. Ne var ki öykünün sonunda aslında içinde bulunduğumuz ve uyum sağladığımız çeşitli koşulları bizlerin de birer kılıf olarak kuşandığını anımsatıyor Çehov. İçinde bulunduğumuz ortamlar, koşullara uygun davranışlarımız, çıkarlarımız... Doğal gibi görünen, " içimizden gelen pek çok şeyin" aslında birer gönüllü kılıf uydurmacası olduğunu düşündürtür nitelikte. Bektaşi Üzümü öyküsü, hayatını memurlukla geçiren bir karakterin bir süre sonra hiç bir seyden tatmin olamayıp kendisi için bahçeli bir ev alma ve bu bahçesinde bektaşi üzümleri yetiştirme hayalini anlatıyor. Bu hayali anlatan karakterin ağzından, materyalizmin yavanlığını düşünürken aslında mutluluğun ne kadar kafasal olduğunu ve aslında bu kadar "havada kalan zevklerin" dünyada hiçbir işlevi olmadığını ve asıl önemli olanın mutlu olmaktansa birilerinin hayatına yardımda bulunmak "iyilik yapmak" olduğunu savunuyor öykü. Mutluluğun başlangıcı ve bitişi kişisel olduğu kadar net olmayan da bir şey. Ama bir iyilik, bir yardım adımı kişinin etrafına su dalgaları gibi yayılımlar çizerek çevreye daha büyük bir yarar ve işlev saçar. Ve o zaman gerçekten bir atak, bir hareket olabilir. Öykünün altmetni buna dairdi. Son öykü ise "Aşk Üzerine". Bu öykü biraz daha kişisel ve bana göre dokunaklıydı. Çünkü zamansız, bir anlık karşılaşma sonucunda iki kişinin birbirine hissettiği duygu yoğunluğu, bunun sürerliği ve bir türlü gerçekleyemeyişi üzerineydi. Kişinin birisine ilgi duyduğunda, ona çekildiğinde fakat ortada evlilik gibi, imkansızlıklar ve olanaksızlıklar gibi, geleceğin belirsizliği gibi sorunlar varsa bu aşk nereye gidebilir? Ve iki kişi birbirini sevmelerine rağmen belli bir düzenin içerisinde sadece "arkadaş" halindeykeler bu durum bozulmalı mıdır, buna değer midir? Öykünün sonunda, bozun sessizliğinizi diyor Çehov. Çünkü veda ederken sadece yapmadıklarınız, pişmanlıklarınız kalacak aklınızda diyor. Aşk fazla düşünülmeden yaşanması gereken bir duygu diyor. Üç öykü de birbirinden hafif ve etkileyiciydi. Hafiftiler çünkü Çehov o kendi yalın, pürüzsüz diliyle harika bir anlatıma sahip. Etkileyiciler, çünkü Çehov'un öyküleri insanı çok iyi tanıyor. İnsanın sıkıntılarını, sinir bozukluklarını, uyuyamayış sonrası pipo tüttürmekten, yağmur altında ıslanma isteğine kadar tanıyor bu öyküler kişiyi. Bu samimiyette bi kitap göz de doldurtuyor, kahkaha da attırıyor. Eleştirileriyle hem Rus toplumunu hem de insan doğasını irdeliyor. Açıkçası bence öykü gibi anlatım yoğunluğu gerektiren bir türde bu denli hem duygu hem düşün taşımak zor ve Çehov bu zevki özgün bir şekilde sunuyor. Öyküsever arkadaşlara kitabı öneririm.
Aşk Üzerine
Aşk ÜzerineAnton Çehov · Yordam Kitap · 2020498 okunma
··
238 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.