Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bu incelemeyi okur macerasına odaklanarak yapıyorum. Romanın içerisinden herhangi bir ipucunda bulunmadan ondan bahsetmek, onu değerlendirmek ve size meraklı ipuçları sunmak amacım. Bunu olabildiğince kısa ve öz bir şekilde gerçekleştireceğim. Romanı öne çıkardığını düşündüğüm iki nedenden bahsetmeden önce şunları söylemek önemli: Okunacak olan bu roman, Yüzünde Bir Yer kendinin farkında olan bir metni içermekte. Nereye ilerlediğini, neyle ilerlediğini, bunu yaparken nasıl bir değişikliklerle karşılaştığını bir insanın kendini bilmesi denli canlılıkla biliyor. Sema Kaygusuz, dilin üslubu ve akışını oldukça iyi ayarlayabilmeyi başarmış. Hatta daha da ileri giden bir yorum yaparsam metnin kendisini istediği yere çekip götürmesine izin verdiğini bile iddia edebilirim (Buradan Mehmet Erte'nin Sahte'sine göz kırpmış olalım.). Yazarın, romanı zenginleştirmek için kulladığı parçalar İlkçağ medeniyetlerinin folklorundaki söylencelerden şimdinin kültürel düşününe uzanmakta ve bu parçalar da metnin en derininde yer alan inciri büyük bir olgunlukla beslemekte. İncir hakkında bir şey söylemeyeceğim, o sizin yorumunuzla gelişecek bir durum halini alacak. Roman hakkındaki yargıyı o zaman verebilirsiniz. Şimdi, bahsettiğim nedenlere gelirsem... Birincisi, sesin neye kızdığı tam belli değil. Sözlerini dile getirirken hem kendine hem de muhatap aldığı kişiye yöneliyor, ki bu tam yerini koruyamaması yüzünden asıl söylemek istediği havada kalıyor. İkincisi, söylenceleri kullanmaktaki asıl amacı "öz hikâyenin peşinden gitmek" olsa da bunu -yazarın belki de yararlı olur diye düşündüğü- araya sıkıştırdığı hikâyelerin ya da biz kıssaların diyelim bunlara, bizi yoldan ayırması, dikkati dağıtması yüzünden romanın sonuna dek sıkı bir muammaya sebep olmakta. Doyma Noktası'nı okurken hilelerin aldatmaca değil gerçekler olduğunu belirtmiştim. Ancak yazarın gerçekmişçesine bahsini ettiği ve reddetmeye yeltendiği şeyin, sağaltıcı bir duygu yerine hararetli değişim duygusuna yöneltmesi fazlasıyla büyük tepki uyandırabilirdi. "Uyandırabilirdi..." Demek ki okuyucumuz da romanın anlatıcı sesi denli hararetli duygulara sahip, kızgın ve... belki de bilemiyor yapması gerektiği şeyi nasıl ortaya koyacağını. Bu yüzden susanın yerine konuşan bir roman anlatıcısı Yüzünde Bir Yer; yüzünüzde bir yer seçiyor, size sormadan, gerek duymadan ve sizi, (sizin) yerinize anlatmaya, görmeye çalışıyor, kendinizden yakınmadığınız kadar yakınıyor sizden fakat ilence varmadan, usülünce ve böylece, romandaki bir deyimden hareketle söylemek gerekirse, "...gerçekte işitilmemiş olanın işitilmeye başlayan hali..." oluveriyor Yüzünde Bir Yer.
Yüzünde Bir Yer
Yüzünde Bir YerSema Kaygusuz · Metis Yayıncılık · 2021709 okunma
·
250 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.