Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

242 syf.
·
Puan vermedi
Hadis, fıkıh ve tefsir ilimlerinin usullerine dair zengin bir kütüphanemiz olmasına rağmen siyer ya da genel anlamıyla İslam tarihi bu zenginlikten nasibini pek alamamıştır. Literatürde siyer usulü diye bir kavram dahi yoktur. Bunun sebebinin ne olduğunu bilmiyorum ancak bu kitap siyer usulüne giriş mahiyetinde güzel bir eser olmuş. Siyer usulü terimini de ilk defa Muhammed hocadan duymuştum. Böyle bir çalışmanın gerekliliğinden ve öneminden bahsetmişti. Bu alanla ilgili yazılan kitaplara baktığımızda da ilk telif edilen kitabın Şaban Öz’e ait olduğunu ikinci ve son olarak da Kasım Şulul’un Siyer Usulü isimli eserini görüyoruz. İsminden de içeriğinin anlaşıldığı bu kitabın bir siyer kitabına başlanmadan önce okunması siyerin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacaktır. Kitap ilk olarak ‘Neden Siyer Öğrenmeliyiz?’ sorusuna yirmi tane cevap veriyor. Buradan itibaren kitabın kısa bir özeti ve yorumu olacak diyebilirim. Devamını okumak istemeyenlere kitabi tavsiye ederim, sadece ilk defa siyer okuyacakların değil daha önce bu alanda okuma yapanların da okuması gerektiğini düşünüyorum. Bu soruya ilk olarak hiç şüphesiz Rabbimizi, Kur’an’ı ve sünneti daha iyi anlayabilmek cevabını veririz. Siyeri hayatımızdan çıkardığımız takdirde yeri başka bir şey ile doldurulamayacak kadar büyük bir boşluk ile karşılaşıyoruz. Kur’an’ın mesajlarını, Allah ile ilişkimizin nasıl olması gerektiğini ancak Rasulullah’ın(sav), Allah ile olan münasebeti üzerinden okuyabiliriz. Sünnetin, Peygamberimizin yolu; siyerin de onun hayatını anlatan bir kaynak olması hasebiyle bu iki ilim dalı da birbirini tamamlıyor demektir. Siyer öğreniminin bir diğer sebebi de nasıl bir ahlak kuşanmamız gerektiğini de siyerden öğrenmemizdir. Rasulullah’ın(sav) attığı her adımda kendimize ahlak açısından ders çıkarmamız mümkündür. Bu soruya verilecek en güzel cevaplardan birisi de karşılaştığımız her olayda doğru tavrı sergileyebilmek için olacaktır. Gün geçtikçe yeni meselelerle, farklı durumlarla karşılaşıyoruz. Bazen yaşadığımız çok küçük bir olay karşısında bile nasıl tepki vermemiz gerektiğini kestiremiyoruz. Susmalı mı konuşmalı mı, müsamaha mı gösterilmeli sert mi davranılmalı, şimdi mi yapmalı zamana mı bırakmalı sorularına doğru cevabı vermekte çoğu zaman zorlanabiliyoruz. Doğru tavrı, doğru zamanda ve zeminde nasıl verebileceğimizin en güzel örneğini siyerin sayfaları arasında buluyoruz. Modern hayat tabiri beraberine birçok kavram ve yaşam tarzını da getirmiştir. Yeni karşılaştıklarımız, önceye kıyas ile değer kaybeden veya bir anda değer kazanarak yükselen birçok mesele var artık hayatımızda. Hatta çoğu zaman bir fert veya grubun yücelttiğinin bir başkası gözünde hiçbir değeri olmadığına şahit oluyoruz. En büyük problemlerimizden birisi olan değerler sıralamasının en doğru halinin ne olduğunun cevabını da siyerin satırlarında bulabiliyoruz. Bütün maddeler kısaca açıklandıktan sonra ikinci bölümde ‘Siyeri Nasıl Okumalıyız?’ sorusunun cevabı yer alıyor. Bu kısımda en sevdiğim bölümlerden birisi de siyerin evrensel mesajı başlıklı bölümü oldu. Hepimiz sürekli İslamiyet’in evrensel bir din olduğunu dile getiriyoruz. Kur’an’ın hüküm ve mesajlarının bin dört yüz yıl önce inse de günümüzde de ayniyle uygulanacağını savunuyor, hadislerin sadece sahabeye söylenen sözler olmayıp bizlere de söylendiğine inanıyor, hadislerde ve ayetlerde geçen bilimsel veya geleceğe dair söylenmiş haberlerin gerçekleştiğini görünce bu dinin kıyamete kadar evrensel olduğunu -biraz da gururlu bir şekilde- her yerde dile getiriyoruz. Peki dilimiz ile sürekli tekrarladığımız bu hakikati gerçekten yaşıyor muyuz acaba? Tüm bunları bilsek de ne yazık ki siyeri okurken hala tarihi bir bilgi ve malumat yığını şeklinde okumaya devam ediyoruz. Oysaki biraz daha farklı bir gözle okusaydık bugün yaşadığımız sorunlara, o dönemin olaylarından cevaplar ve çözümler bulacaktık. Buraya almayacağım fakat bu konunun örnekleri kitapta çok güzel bir şekilde verilmiş. Nasıl okumalıyız sorusuna verilecek bir diğer cevap da tarihsel bağlamından koparmadan okumak olacaktır. Olayları, bugün bulunduğumuz yerden sadece sonuçlarına bakarak değerlendirmek; yaşanan hadiseleri tarihi zemini göz ardı ederek okumak bizi çok kısır bir sonuca götürecektir. Mesela Hz. Aişe’nin(r.a) evlilik yaşı, kölelik gibi günümüzde tam kavrayamadığımız meseleleri ya da Cemel-Sıffin savaşları , Uhud savaşı gibi yorumlamakta zorlandığımız konuları bu gözle okuduğumuzda daha kolay anlayabiliriz. Siyerin doğru anlaşılması için takip edilecek yöntemlerden birisi de bütüncül okuma yapmaktır. Parçacı okuma yapmak, olayları tek başına değerlendirmek bizi yanlış ve hatalı sonuçlara götürebilir. Bunun yanında sebep sonuç ilişkisine dikkat etmek de en doğru okuma metotlarındandır. Kitapta buna dair örnekler yer alıyor Son olarak okuma yaparken sadece olayın tarihini, kahramanlarının isimlerini vs. ezberlemek yerine her olaydan çıkarılacak derslere odaklanmak siyer ve İslam tarihinin asıl gayesini daha net ortaya çıkaracaktır. Bu konuda yazılan birçok eser vardır muhakkak ama Ramazan el-Buti’nin Fıkhu’s-Sire eseri bu şekilde yazılmış doyurucu bir eserdir.
Neden ve Nasıl Siyer Öğrenmeliyiz?
Neden ve Nasıl Siyer Öğrenmeliyiz?Muhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 2018902 okunma
·
78 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.