Kitabın başlığı dışında katılabileceğim bir nokta bulamıyorum... İçeriğinden önce kitabın dili ve ilerleyişi beni fazlasıyla sıktı. Bir yerlerde kurgu bir üniversite ve orada bir canlandırma varken başka bir bölümde sanki bir monolog var. Denemeler olarak geçse de ne tam bir deneme kitabı ne de bir kurgu eseri. Üstelik sürekli savunma ya da saldırı halinde olan dil beni fazlasıyla tedirgin etti. İçeriğe baktığım zaman ilk dikkatimi çeken nokta; bir kadının da kömür işçisi olmalı tarzı cümleydi. Mutlak eşitlikten yana olan şair muhakkak ki bunun eşitsizlik anlamına geldiğini bilmiyor. Feminizm naraları atmanın ailesinden kalan servetle dilediği gibi bir refah içinde olan kadına kolay geldiğinin farkındayız, zira kendisi bir kömür işçisi ile aynı standartlara sahip olmak istiyor. Eğer ki gecesi gündüzüne karışmış bir hizmetçi kadına bu söylenseydi eminim o bir erkekle mutlak eşitlik halinde olmak istemediğini söylerdi. Fikir olarak bu uyuşmazlıkla uzaklaştıktan sonra şu konuda yazara katılmadan edemedim. Bir kadın yazmak istiyorsa kendine ait bir odaya sahip olmak zorunda, evet. Günümüzde bir nebze kadın- erkek arasındaki haklar esasında uçurumun kapandığını görüyoruz. Fakat değişmeyen algılar kadınları yormaya ve hırpalamaya devam ediyor. Sonuç bağlanan her işte erkeklere duyulan güvenin kadınlara duyulmaması ve erkeklere gösterilen saygının kadınlardan esirgenmesi hala günümüzde devam ediyor ne yazık ki! Çalışan, okuyan ve bilinçli insanların insana insan olduğu için saygı duymayı, emeğin emekçiden ötürü değil emekten ötürü alkışlanması gerektiğini ve hiçbir hakkın hiçbir cinsin yüceltilmeden yalnızca yaratılışlarımızın farkında olarak birey olduğumuz için değerli olduğumuzu gözardı etmemeleri dileklerimle...

Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Şule Yayınları · 201837,8bin okunma

·

4 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Beyzanur