Son Dilek – Andrzej Sapkowski “İngiltere için Tolkien, Amerika için George R. R. Martin neyse Doğu Avrupa için Sapkowski odur.” Oyunlarıyla tanıştığım Witcher evreni hikâyesiyle beni her zaman derinden etkilemiştir. Özellikle de The Witcher 3: Wild Hunt oyunun hikâyesi. Düşünsenize, efsanevi bir oyun oynuyorsunuz ve hikâyesi hiç bitsin istemiyorsunuz. Tam olarak bu seriye başlamamın sebebi de bu. Son Dilek, hiç kimsenin iyi ya da kötü olmadığı bir evrene giriş kitabı. Bu giriş kitabında altı adet hikâye okuyoruz. Bu hikâyeler sayesinde Geralt’ın Blaviken Kasabı lakabını nasıl aldığını, Dandelion ve Yennefer ile nasıl tanıştığını öğreniyoruz ve bir efsanenin doğuşuna tanık oluyoruz. Aynı zamanda bu hikâyelerde striga, bruxa ve sylvan gibi yaratıklarla karşılaşıyoruz. Birçok efsaneden esinlenen yazar Ehvenişer hikâyesinde Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler’e, Ufak Bir Gerçeklik Payı hikâyesinde de Güzel ve Çirkin masalına gönderide bulunuyor. “Gördüğün gibi iki kılıç taşıyorum. Her Witcher’ın iki kılıcı vardır. Kötü niyetli insanlar, gümüş kılıcın canavarlar, demirin ise insanlar için olduğunu söylüyorlar. Bu doğru değil tabii. Sadece gümüş kılıçla yaralayabileceğin canavarlar vardır ama öyle canavarlar vardır ki ancak demirle ölürler.” Kitabın orijinal dili Lehçe, yayınevi Lehçe bilen çevirmen bulamadığı için kitabı Almancadan çevirmek zorunda kalıyor. Kitabı Almancadan çeviren ise Regaip Minareci. Çevirinin çevirisi yapılmasına rağmen kitap son derece akıcı ve aksiyon sahnelerini kafanızda çok net olarak canlandırabiliyorsunuz. Güzel bir fantastik maceraya tanık olmak istiyorsanız ya da daha önce Witcher oyunlarını oynayıp beğendiyseniz kesinlikle bu kitabı okuyarak seriye başlamalısınız. Witcher serisinin bir sonraki kitabı Kader Kılıcı incelemem de çok yakında sizlerle olacak. instagram.com/p/CKZWVEwpO7O/?...

The Witcher - Son DilekAndrzej Sapkowski · Pegasus Yayınları · 20173,407 okunma

·

54 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.