Zaman, sessiz bir testere misali ömrü tüketmektedir. Akrep ve yelkovan arasında kalan her an geçmişe dönüşmektedir. Vakti durdurmak mümkün olmadığından zamanı düzenlemek elimizdeki tek çare gibi görünüyor.Zaman kazanmak için bile onu düzenlemek zorunda kalan insanın bu çabası sonucunda elinde sadece koşuşturma ve telaştan ibaret bir hayat kalıyor. “Zamanın Kıymeti” arka kapağındaki tanıtım yazısında kendisini böyle ifade ediyor. Kitabı youtube kanalını takip ettiğim Nureddin Yıldız Hoca’nın bir sohbeti sırasında not etmiştim. Sonrasında internet üzerinden araştırdım ve zamanın kıymetini öğrenirim düşüncesi ile alıp okumaya başladım. Kitaptan sabah şöyle uyanın sonrasında günü şu şekilde planlayın gibi yönlendirme amacıyla yazılmış bir içerik bekliyorsanız tavsiye etmiyorum. Kitap baştan itibaren geçmiş dönemlerde yaşamış “alim” diye hitap edebileceğimiz ve zamanın dakikasına değil karesine kadar önem veren insanların zaman ile yarışlarını kısa kısa anlatıyor. Gerçekten çok kısa. Bu durumun tam tersi de dipnotları çok uzun. İnanın “vay beee!” diyeceğiniz zamanın gerçek sahiplerini okuyacaksınız ama kitabı okumak sabır işi. Size bir hikaye anlatmıyor ve esasen gerçek bir şey de anlatmıyor gibi gelecek. Yaşadığımız zamanla kıyasladığımızda onların yaptıkları ütopik bizimkisi tembellik. Okudukça kendimi sayfalarca sorguladım, tesiri altında kaldım ve zamanımı neye harcayacağımı ve neye harcadığımı günün başında ortasında ve sonunda sıkça sorgular hale geldim. Ve kitap harika birkaç sonla veda etti. İsimlerini çok iyi bildiğimiz hem ümmetimize hem milletimize faydalı olmuş kişilerin tavsiyeleriyle sıkıldığım sayfaları unutarak ve aklıma kazınacak notlarla kitaba veda ettim ben de. Son tavsiyelerden ağzınıza bir parmak bal çalmalık birkaç cümle bırakmak isterim. “ Dün / geçmiş, diye bir varlık yoktur. Yarın / gelecek, diye bir varlıkla da hiç karşılaşmadık. Bizler her zamanı ‘bir an’ olarak yaşarız ve o an bütün zamanları ve zamanlarımızı kuşatır.” (Elmalılı) “ En kıymetli şey nefesimiz, en kıymetli varlığımız nefesimizdir; milyonlar kaybolsa zararı yok…” (Mehmed Zahid Kotku) “Kimseye karşı kin tutma ve kimsenin başarısını ve mutluluğunu kıskanma, fakat imren. Sen de öyle bir başarı ve mutluluğa erişmeye çalış. İmrenmek yükselmenin şartıdır. Kin ve kıskançlık ise iç huzurunun, sağlık ve mutluluğun iki azgın düşmanıdır.” “Çalışmak için uygun gün ve saat bekleme. Bil ki her gün ve her saat çalışmanın en uygun zamanıdır”

Zamanın KıymetiAbdulfettah Ebu Gudde · Takdim Yayınları · 20205,7bin okunma

·

10 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

دمت dmt