İnsanoğlu varlığını sürdürdüğü zaman boyunca başına gelen felaketlerden bir şeyleri, birilerini sorumlu tutmaya çalışmıştır. Böylece ortaya çoğu zaman olayla bağlantısı bile olmayan günah keçileri çıkmıştır. Campbell’in tarihin ilk dönemlerinden itibaren sunduğu örneklerle, insanların günah keçisi yaratmaya ne denli eğilimli olduğunu görüyoruz. Çağlar öncesine ait olayları okurken bir an garip geliyor her şey, sonrasında günümüzde de hiçbir şeyin ortadan kalkmadığı, sadece şekil değiştirdiği gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalıyoruz. İlk dönemlerde insanlar ilahi bir cezalandırmadan kaçmak için bir günah keçisi ararken, bugün kendimize katlanabilmek için yaratıyoruz onları. “Hepimizin iyi kalpli insanlar olduğumuza dair bir içgörüsü vardır ve bunun aksini gösteren en ufak bir delil canımızı acıtır ve bizi müthiş rahatsız eder. Biz de bu duyguyu çeşitli şekillerde azaltırız. Eğer kötü davrandığımızı fark etmişsek, kendimizi “içkidendir” diyerek avuturuz. “Kendimde değildim” de diyebiliriz. Ya da doğrudan başkalarını suçlayabiliriz.” Campbell kitabında dönem dönem bireylerin ya da toplumların nasıl günah keçileri yarattığını, hangi günahlarından kendilerini arındırmaya çalıştıklarını bizlere anlatıyor. Kitap boyunca cadı avlarından, hayvan yargılamalarına, çöken sistemleri örtbas etmek için seçilen politikacılardan, toplumun zayıf kesimlerine biçilen rollere değinerek günah keçisi teriminin ne anlam ifade ettiğine tanıklık ediyoruz. Beni çok etkileyen bir kitap oldu. Özellikle Campbell’in verdiği her örneğin günümüz şartlarında kendi ülkemizde bir temsili olması kan dondurucu geldi bana. Onun da dediği gibi aslında bu durum insanın var olduğu her yerde her saniye ortaya çıkıyor. Mutlaka okumalısınız

Günah KeçisiCharlie Campbell · İthaki Yayınları · 2020138 okunma

·

71 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Deniz Sinanoğlu