Astronotlar ve keşifler
Sanırım tahmin etmişsinizdir, ben de “Büyüyünce ne
olacaksın?” sorusuna, “Astronot” cevabını veren çocuklardandım.
Doğaları gereği meraklı ve enerjik olan ve durmadan soru soran çocuklar, insanlığın
araştırma tutkusunun ne kadar tipik bir göstergesi
değil mi? Dolayısıyla seçecekleri mesleklere
dair yaptıkları tahminler de hep bu idealizm ve
hayalperestlik doğrultusunda oluyor. Her nasılsa
çoğumuz yaş aldıkça şu ana kadar çocuklara ait
olarak saydığım bu harika özellikleri kısmen hatta
tamamen kaybedebiliyoruz ne yazık ki. Fakat merak
duygusunu kaybetmeden araştırmaya devam edenler
çoğunlukla bilimle alakalı bir meslek seçmiş oluyor.
Çünkü merak etmek, sorgulamak ve cevaplar aramak
aslında bir yaşama biçimi. Bu bağlamda ilgiyle
okuyacağınızı düşündüğümüz kapak konumuz
olan “Tüm zamanların en büyük 50 keşfi” yazımız,
insanlığın keşif yolculuğunu keyifli bir anlatımla
sunuyor.
Astronot Scott Kelly, uzayda aralıksız 340 gün
kalarak bu alandaki önemli araştırmalara konu oldu.
Çünkü Kelly’nin Dünya’da onu bekleyen tek yumurta
ikizi vardı ve böylece tek yumurta ikizlerinin genetik
benzerlikleri sayesinde uzayın insan vücuduna ne
gibi etkileri olabileceği konusunda “bazı” cevaplar
elde edebildik. “Bazı” kelimesini tırnak içinde
kullanmamın sebebi, 340 günlük bir sürenin,
örneğin Mars’a gidiş için geçecek minimum 6 ay ile
karşılaştırınca pek de uzun olmaması. Özellikle
radyasyon kısmı dikkate alınırsa! Uluslararası Uzay
İstasyonu, Dünya’ya yaklaşık 400 km uzaklıktaki
bir yörüngede hareket ediyor ve gezegenimizin
koruyucu kalkanı astronotları korumaya yetmiyor.
Öyle ki UUİ’de 6 aydan daha uzun süre maruz
kalınan 50-2000 mSV aralığındaki radyasyon, ciddi
bir kanserojen etkiye sahip. Hatta bu etki, Hiroşima
ve Nagazaki bombalarından kurtulan yaralıların
karşılaştığı radyasyonla (türü farklı da olsa) benzer
bir tablo ortaya koyabiliyor. Sözün kısası astronot
olmak ciddi fedakarlıkları ve riskleri beraberinde
getiriyor. Gerisini ilerleyen sayfalarda Scott Kelly’den
dinleyelim...
Astronot olmak, kozmosta yolculuklara çıkıp
yeni dünyaları keşfetmek pek çok kişinin
hayali olabilir ama bunun hayal olarak kalması
gerekmiyor.