Gönderi

“Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? Kolaya kaçmadan ama...” Bu tatlı meydan okumaya karşılık Abidin kendi dizeleriyle karşılık verecektir ünlü şair dostuna: “Kokusu buram buram tüten Limanda simit satan çocuklar Martıların telaşı bambaşka İşçiler gözler yolunu İnebilseydin o vapurdan Ayağında Varna’nın tozu Yüreğinde ince bir sızı. Mavi gözlerinde yanıp tutuşan Hasretle kucaklayabilseydim Seninle, bir daha Davullar çalsa, zurnalar söyleseydi Bağrımıza bassaydık seni Nâzım Yapardım mutluluğun resmini. Başında delikanlı şapkan, Kolların sıvalı, kavgaya hazır Bahriyeli adımlarla düşüp yola Gidebilseydik Meserret Kahvesi’ne İlk karşılaştığımız yere Ve bir acı kahvemi içseydin. Anlatsaydık o günlerden, geçmişten, gelecekten Ne günler biterdi, ne geceler... Dinerdi tüm acılar seninle Bir düş olurdu ayrılığımız, anılarda kalan Ve dolaşsaydık Türkiye’yi bir baştan bir başa. Yattığımız yerler müze olmuş Sürgün şehirler cennet. İşte o zaman Nâzım Yapardım mutluluğun resmini Buna da ne tuval yeterdi Ne boya...” “Önce çok güzel, sonra çok çirkin olmak bile zenginleştirici bir deneyim sayılmaz mı?”
·
13 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.