Gönderi

Lale Devri
On sekizinci yüzyılda İstanbul' da bir dönem, Türklerin ideal an­layışına layık düşen lale soğanları altın karşılığında alınıp satıldı. Bu dönem, Sultan III. Ahmet'in saltanatı sırası.1da, 1703 ile 1730 yılları arasında yaşanan Lale Devri idi. Çiçeğe duyduğu tutku sultana hakim olmuştu; öyle ki, Hollanda' dan milyonlarca lale soğanı ithal etmişti -kendi lale çılgınlıklarını atiatan Hollandalılar, geniş ölçekte soğan üretiminde ustalaşmıştı. Sultanın yıllık lale festivallerinde gösterdiği aşırılık sonunda felaketine yol açtı; ulusal hazinenin aşikar bir şekilde çarçur edilmesi, hükümranlığını sona erdiren isyanı ateşlerneye yar­dımcı oldu. Sarayların bahçeleri her bahar birkaç hafta boyunca ödüllü lale­lerle (Türk, Hollandalı, Farisi) dolardı. Taç yaprakları fazla esneyip genişlemiş olan laleler, elle bağlanan incecik ipliklerle kapalı tutu­lurdu. Soğanların çoğu toprakta yetişmişti ancak bunlara su şişele­ri içinde binlerce kesilmiş çiçek eklenirdi; sunuşun boyutu, bahçeye stratejik olarak yerleştirilmiş aynalarla bütünlenirdi. Her bir çeşit, gümüş filigrandan bir etiketle işaretlenirdi. Her üç çiçeğin arasına, fitili lale boyunda kesilmiş bir mum yerleştirilirdi. Varaklı kafesler içindeki ötücü kuşlar müziği sağlar, sırtlarında mumlar taşıyan dev kaplumbağalar, sunumu biraz daha aydınlatarak bahçelerde hantal hantal dolaşırdı. Tüm ınİsafirlerin lalelerin renklerini iyice ortaya çıkartan renklerde giyinmesi mecburiydi. Tayin edilen bir anda top patlar, haremin kapıları ardına kadar açılır ve sultanın gözdel eri, elle­rinde meşaleler taşıyan haremağalarının arkasından bahçeye çıkardı. Sultan Ahmet'in padişahlığı süresince, lalelerin açtığı dönemde bu sahnenin tümü hemen her gece tekrarlandı.
·
18 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.