Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

144 syf.
7/10 puan verdi
Stefan Zweig'in okuduğum altıncı kitabı. Bir "KORKU" değildi kesinlikle ancak özellikle Zweig'in kitabın ana karakterini bir kadın olarak seçmesi ve bu ana karakter üzerinden kadın psikolojisi üzerine sürekli betimlemelerle konuyu ilerletmesi çok başarılı. Freud'un üzerindeki etkisi sonrasında Zweig'in tüm kitaplarında görülen psikolojik analiz ve betimlemeler burada da acımasız ve çıplak bir surette gözler önüne serilmiş. Böylesi bir yazım tarzı da, okuyucuya daha keyifli bir okuma sunduğu kesin. Söz konusu kısa hikayede, Fransız aristokrasisinde gelinebilecek en üst makamlara gelmiş ve daha sonra kralın gözünden düşerek ülkenin ücra bir köşesine sürgüne gönderilmiş aristokrat Madame de Prie'nin, hazin sonunun hikayesi işlenmiş. Madame, sürgünden önceki hayatında mutlak iktidar sahibi, sözü dinlenen, Kral'ın güven ve saygısını kazanmış, her kesim tarafından mutlak itaat edilen aristokrat bir kadın. Günün birinde kralın gözünden düşüyor ve ücra bir köşeye sürgün edilerek yalnızlığıyla baş başa bırakılıyor. Kendisine yapılan bu aşağılayıcı tutumu ise bir türlü sindiremiyor ve canı çok sıkılıyor. Madame, sürekli olarak insanların, özelde ise erkeklerin ilgisini çekmeyi seviyor. Histerik bir kadın. İlgi manyağı. Paris'te yaşadığı zamanlar birçok erkekle yaşadığı ateşli aşklardan kopamıyor. Oysa ki sürgün hayatında, buram buram yalnızlığını yaşarken bir başına, tamamen çaresizlik nedeniyle genç bir köylü erkekle tanışıyor. İnsan aldatmayı ve yönetmeyi iyi bildiği için, bu genç delikanlıyı aldatıyor ve kendine aşık edip onunla birlikte oluyor. Fakat kısa sürede ondan da sıkılıyor ve ona bin bir hakaret ederek ayrılmak istediğini belirtiyor. Genç delikanlı ise adap bilmeyen bir genç. Kadının ifadesiyle "tam bir köylü". Kadından işittiği hakaretler sonucunda kadının da kendisini bırakmasına içerlemiş olacak ki, yumruk yumruk üstüne kadını bir güzel hırpalıyor ve akabinde çekip gidiyor. Yalnızlığı daha fazla tahammül edemeyen ama genç aşığından da intikam alma arzusuyla yanıp tutuşan kadın bir bahaneyle genç adamı tekrar çağırtıyor. Genç adam yanına geldiğinde ise, asıl çağırma sebebini unutarak şehvetine yenik düşüyor ve aşığıyla tekrar birlikte oluyor. Sürekli git gel yaşayan dengesiz bir kadın olduğu için de en sonunda trajik bir ölümle hayata veda etmeyi uygun buluyor. Tüm sosyetenin unutamayacağı bir intihar planı kurguluyor kendince ancak ölüm haberi çok hızlı şekilde yayılmasına rağmen aynı hızla da unutuluyor herkes tarafından. Trajik ölüm planlarken trajikomik bir ölümle hikayesi bitiveriyor kadının. Kitabın fısıldadıkları : 1 - "Ne oldum" değil, "ne olacağım" demeli insan. 2 - Bir kadın dengesiz ise, kendi ruhunda ve çevresindeki yakın veya uzak insanlara karşı da her zaman dengesizdir. Ne zaman ne yapacağı bilinmez. Dengesiz kadının bir tarafından tutmak zordur, zira kulbu sürekli değişir. Sürekli olarak aynı yerinden tutamazsın. 3 - İlgi manyağı olmuş, herkesin ilgisini üzerinde görmeye alışmış bir kadının iflah olması neredeyse imkansızdır. Tek kişiye bağlanamaz böylesi, herkes beni sevsin, herkes bana ilgi göstersin, herkes bana aşık olsun, herkes beni arzulasın ister. 4 - Sürekli histerik davranışlarda bulunan, özellikle şehvetli erkek bakışlarını üzerinde hissettiğinde ancak kendini mutlu hissedebilen bir kadın cidden sıkıntılı bir kadındır. Kimle, nerde ve ne zaman birlikte olacağını kestirmek imkansızdır. Kendisine ilgi gösteren her erkekle gönül ilişkisine çok kolay bir şekilde girebilir, çok kolay cinsi münasebette bulunabilir. 5 - İnsan aldatmayı seven, insanın gözünün içine baka baka çok kolay yalan söyleyebilen, özellikle erkekleri iyi tanıdığı için istediği erkeği çok kolay bir şekilde parmağında çevirebilen orospu ruhlu bir kadın, gerçekten de korkulması gereken kadındır. Zira kendi isteği üzerine amacına ulaşıp istediğini elde etmek için her türlü davranışı meşru görüp, istediği davranışı vicdansızca uygulayabilir. 6 - İnsan aldatmayı alışkanlık haline getirmiş, histerik ve çaresiz bir kadının tek amacı istediği erkeği elde etmek ise, o kişiyi genelde elde eder. 7 - İnsan yedisinde ne ise, yetmişinde de odur. 18'inde ruhu orospu olan insanın, 38'inde de, 58'inde de, 78'inde de ruhu orospudur. Zira genelde insan değişmez. 8 - Ruhu orospu olan bir kadını zincire bağlasan, zincirin kilidi ile oynaşır. 9 - Cahil de olsa, avam da olsa, hiç bir insan aldatılmayı, izzet-i nefsi ile oynanmayı hak etmez. Sen karşındaki insana bu tür bir hakareti uygun görüyorsan, karşındakinin de sana yapabileceklerine içerlememelisin. 10 - Kendini mutlu edemeyen, kendini mutlu etmesini bilmeyen, kolay kolay başkasını da mutlu edemez. 11 - Her koyun kendi bacağından asılır. 12 - Yapıp ettiklerinin er ya da geç hesabını verirsin. Hiç kimseye vermesen o hesabı, hikayenin sonunda kendine, kendi vicdanına verirsin, tabi verebilirsen. 13 - Ateş düştüğü yeri yakar. Sen öldükten sonra da hayat devam eder. Sen öldün diye, kimse seninle ölmez. 14 - Mezarlıklar kendisini vazgeçilmez sanan insanlarla doludur. 15 - İyi ki cehennem var ! THE END.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · Martı Yayınları · 201977bin okunma
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.