Item: 57 Yıl
Rating: Rated 9
Author: Tengrigens

Tengrigens

@Tukue·

27 January 2021 02:13

534 syf.

9/10 puan verdi

"Atatürk düşmanı'' diye bir şey yok

Ahmet Özgür Türen'den yine Atatürkçü duruşunu bozmayan bir eser daha. Ahmet Özgür Türen’in editörlüğü ile çıkan bu kitapta bizlere, Atatürk'ün 57 yıllık hayatından önemli kesitler sunuyor. Bu kesitler de günümüzde tartışılmaya açılmak istenen önemli konulardan oluşuyor: Atatürk’ün doğum tarihi, kökeni, ailesi, milliyetçilik anlayışı, icraatları, dinle tarihle ve müzikle olan ilişkisi, ölümü, cenazesi, vasiyeti gibi ve bu konulara da birbirinden farklı akademisyen tarihçiler cevap veriyor. Yani kitaptan tam teşekküllü bir biyografi eser bekliyorsanız hayal kırıklığı yaratabilir, ama bu kitap kötü algısını oluşturmasın. Kitap yine de size bilgi katıyor. En azından İlber Ortaylı'nın yazmış olduğu -balon- Atatürk kitabı yerine bunu okursanız bence size daha fazla Atatürk hakkında bilgi katacağını düşünüyorum. Kitap hakkında çok fazla konuşulacak şey yok. Atatürk ve din kısmında, gereksiz bir dindar gösterme çabası vardı. Bunlara gerek yoktu. Bu konudaki görüşümü Sinan Meydan'ın yazmış olduğu Atatürk ile Allah Arasında olan incelememde dile getirmiştim, tekrar uzunca yazmaya gerek yok. Atatürk hakkında sıfır bilgiye sahipseniz okuduktan sonra çoğu kişiden daha bilgili olabilirsiniz. Çoğu tartışmaya da verdiği bilgilerle noktayı koymuş olması da kitabı ayrı güzelleştiriyor. Hükümete yakın olan kişileri ve "Atatürk düşmanlarını" kızdıracak bir kitap olmuş. Sıkılmadan okuyabileceğiniz bir eser. Atatürk kimdir sorusuna kapsamlı bir yanıt olmasa bile alternatif okumalar yapmak isteyen ve internetteki kirlilikten sıyrılıp kaynakçalı bilgiler almak isteyenler için yararlı olacak bir kitaptır. Atatürk hakkında farklı farklı kitaplardan okumanın güzel yanı, okudukça Atatürk hakkında daha çok özellik öğreniyor olmamdır. Ben Atatürk'ü okudukça, Atatürk'ün Türkçülüğünü gördükçe, onun yılmaz iradesini, felsefesini, bağımsızlık aşkını hissettim. Okudukça Atatürk'ü, onun sıradan bir insan olmadığını, sanki bütün Türk beylerinin ruhunun onda vücuda geldiğini gördüm, tanıdım. Kitaplardan kafamı kaldırıp bugüne tekrar dönüp baktığımda ise bomboş bedenler gördüm. Bomboş bedenler, bomboş kafalar. Sosyal medyada yeni moda ise Atatürk'ü faşist/ırkçı ilan etmeleri. Atatürk bir Türk Milliyetçisidir ve devleti de Türk Milliyetçiliği felsefesi üzerine kurmuştur. "Türkiye Cumhuriyetini kuran halka Türk Milleti denir" demiş ama halklar sözünü etmemiştir. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti kurucusu olan soyun/ırkın adını taşıdığı halde millet olma ülküsüne binaen devlete bağlı olan her kişiyi etnik yapısına bakmaksızın Türk saymıştır çünkü milletin adı Türktür, yani üst kimlik Türklüktür. Bu hareket Türk Milliyetçiliğinin ırkçı olmadığını da betimlemiştir. Bilenlerin malumu devletin kuruluşunda Müslüman olması şartıyla birçok göçmen ülkeye gelmiştir. Müslüman olmak Türk olmanın bir şartı olmadığından hareketle durumun farkında olan Atatürk de millet olma ülküsüne doğru birleştirici ve Türk kimliğini yücelten ifadeleri özellikle kullanmıştır. Çünkü aç Milleti doyurmuş, çıplak Milleti giydirmiş ve birliği sağlamayı hedeflemiştir. Tıpkı ataları gibi davranmıştır. Bilge Kağanın Orhun abidelerindeki seslenişi bu anlamda manidar bir örnektir. O, günümüz mankurtları gibi davranmadı. 2100 sene sonra Mete'yi, 1500 sene sonra Atilla'yı, 1150 sene sonra Bilge Kağan'ı, 1000 sene sonra Alparslan'ı asla unutmadı! Bastırdığı kağıt paranın üzerine Bozkurt koydu. Yakın arkadaşlarına, Bozok, Bozkurt gibi soy isimler verdi. Manevi kızına Ülkü adını verdi. Türk milliyetçisi olan Yusuf Akçura'yı İstanbul'u teslim almaya yolladı. Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu'nu kurdu. Asırlar sonra Türk adını vererek Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. İbrahim Çallı'ya "Ergenekondan Çıkış" tablosunu yaptırdı. Türk Tarih Tezi'ni hazırlattı. Anadolu da kazı çalışmaları yaptırıp, Türklüğün izlerini aradı. Petrol Ofisine Göktürk simgesi, Bozkurt logosunu koydu. Her konuşmasında Türklük vurgusu yaptı. Türklüğün ebedî olduğunu haykırdı. Türk devrimlerini Osmanlının son döneminde unutulan Türklük özüne dönerek yaptı. Türk'ü Türk yönetmelidir dedi. Türk kültürünü yaşamın her alanında hakim kılmak için çalışmalar yaptı. Anadolu'da, unutulmuş, sinmiş, hor görülmüş Türklüğü şahlandırdı. "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur..." diyerek unutulmuş Türklüğü halkına hatırlattı. Neden öyle bir başlık attığıma gelirsek; bu ülkenin milli değeri olan ve bu ülkenin kurulmasında baştan sona emeği olan bir insan için, "Atatürk düşmanı" dediğimiz bir kitlenin ortaya çıkması ve üzerine bu Atatürk düşmanlarının atmış olduğu iftiralara cevap vermeye çalışıyor isek ortada ciddi bir sıkıntı var demektir. "Atatürk düşmanı'' diye bir şey yok, çünkü İstiklal mücadelesinde Türk ordularının başkomutanı olmuş; arkasında sayısız kurum, fabrika, eğitim ve kalkınma programı ve bağımsız bir devlet ile hür bir millet bırakmış bir Gazi Paşa'ya düşman olmak Türk düşmanlığıdır. Çünkü Atatürk siyaset üstüdür, ideolojiyi aşmıştır. Millet egemenliğini savunmuş, millet meclisi kurmuştur. Halkın yanında milletperver olmuştur. O yüzden Atatürk'e düşmanlık demek; tarımın, hayvancılığın, gelişimin, kalkınmanın, laikliğin, modern eğitimin, milli ekonominin, insanca yaşamın, kadın haklarının, faziletin, Albayrağın düşmanı demektir. Atatürk'e düşman olup bu alanlarda katkısı olan 1 kişi bile bulamazsınız. Atatürk düşmanı olup da Türk dili ve edebiyatı üzerine Türk milletinin faydasına çalışmalar yapmış 1 tane isim yoktur. Atatürk düşmanı olup da Türk pozitif bilimine, Türk eğitim sistemine, Türk milli üretimine, Türk ordusuna ve Türk milletine uzun vadede faydası dokunmuş 1 tane isim bulunmaz. "Biz İngilizlerle savaşmadık." dediler. Doğru; savaşmadılar. Savaşan Türklerdi. "Biz İnönü Savaşları'nı yapmadık." dediler. Doğru; yapan Türklerdi. "Lozan hezimettir." dediler. Sonuna kadar haklılar; hezimettir fakat İngilizler için hezimettir. Bizzat İngiltere başbakanı ve lortları söyledi bunu. "Keşke Yunan gelseydi, dinimizi rahat yaşardık." dediler. Doğru ama kastettikleri İslam değil, sağlam hazır yiyicilerin kendi dinleriydi. "Olmasaydın da olurduk." dediler. Orası muhakkak çünkü onlar Türk varlığını kastetmediler. Atatürk düşmanları, yıllarca bu millete "Atatürk faşistti insan yaktı.", "Atatürk komünist dinsizdi.", "Atatürk Osmanlıyı, ecdadı yıktı." dediler. Yine de Türk milletinin kalbinden silemediler, silemiyorlar, silemeyeceklerde!