Gönderi
Haydi biraz kitap konuşalım. Açlık ve Knut Hamsun... Söyleyecek o kadar şey var ki, neresinden başlayacağımı bilmiyorum. Yazarın hayatından bir kesit olan ve bu nedenle otobiyografi özelliği taşıyan Açlık, Knut Hamsun’a 1920 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandırdı. Yoksul bir ailenin çocuğu olarak yeryüzüne gelen asıl adı Knud Pedersen olan yazarımız, ömrünün bir kısmını maddi ve manevi olarak yoksunluk çekerek geçirmiş. Satırları okurken hiç bitmesin istedim. Aklıma 2021 yılında bile temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve bu nedenle hayatını kaybeden insanlar geldi. Ne kadar çok gömülmüşüz kabuklarımızın içinde, at gözlüklerimizle hep bir adım ileri gitmeyi hedeflerken etrafımızda yanan yangınları görmezden gelmeyi başarı saymışız çoğumuz. Geçen gün İstanbul’da soğuktan donarak yaşamını yitiren amcanın haberi düştü aklıma, Hamsun’un soğukla verdiği çetin mücadelesini okurken. 1890’larda yazılmış bu eserde kahramanımız bir yandan hayatını idame ettirmek için 5-10 kron peşinde, genellikle de hayali olan yazarlığın peşinde koşarak hayatını geçiriyor. Ama gönlü öyle bol ki, cebine giren parayı da yine kendisi gibi yoksula dağıtmaktan vazgeçmiyor. Aradan seneler geçmiş, günümüz dünyasında bir ekmek için kapısını çalacağımız bir komşumuz dahi kalmamış belki. Dünyanın bu adaletsiz düzenine karşı Tanrı ile çatışmalarını bizlere sunan, açlıktan dolayı histeri nöbetleri geçiren, düzeni bozuk bu dünyada sahip olduğu erdemli davranışları kaybetmemek için olanca gücüyle uğraş veren Hamsun beni kendine hayran bıraktı. Okumanızı, özümsemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
·
7 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.