Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

312 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
130 günde okudu
AKINTIYA KARŞI KÜREK ÇEKMEK İhsan Hoca bu kitabı yazarken ne düşündü bilmiyorum ama onun iyi niyetinden şüphem yok. Eğer İslamdan yani kendi tabiriyle “gerçek islamdan” demokrasi çıkacağını iddia ediyorsa beyhude bir beklenti içinde. İslam inanç olarak kalacaksa, yani inanan insanın kendi kişisel hayatındaki pratiği olarak kalacaksa, bunda sıkıntı yok. Eğer islam siyasal bir program, ideolojik bir hareket haline gelirse bu toplumlar için facia olur. İslamdan demokrasi çıkması islamcıdan da demokrat çıkması eşyanın tabiatına aykırıdır. Siyasal islamcı demokrasiyi şirk olarak görür. Demokrasiyi beşeri bir icat olarak görür. İslamcıya göre Beşer kuldur, görevi kul olmaktır, dolayısıyla beşerin yılların birikimi ve mücadelesi ile ortaya çıkardığı demokrasi düşüncesi ile yönetilmesi; Allah’tan geldiği iddia edilen siyasi yönetim modeli kadar mükemmel olamaz. Demokrasi kusurludur, hatalıdır, eksikleri vardır, üzerinde tartışılıp düşünülse bile neticede hep eksik olacaktır, hep kusurlu kalacaktır. İslamcıya göre kusursuz ve mükemmel olan tek rejim şeriat rejimidir. Bunun sağlamasını yapmaya gerek yoktur, üzerinde düşünmeye, tartışmaya gerek yoktur, Allah bunu uygun görmüşse mükemmeldir kusursuzdur. Aksini düşünmek şirktir. Dolayısı ile İslam’dan demokrasi çıkmayacağının ilk göstergesi budur. Düşünce özgürlüğünün olmadığı yerden demokrasi çıkmaz. Bununla beraber islamın anayası Kurandır. Kuran’ın öngördüğü ölçüler ve nitelikler vardır. Bazı ekonomik ve hukuki düzenlemeler yapar. Kuran’ın ekonomi politiğini incelediğimizde farklı olana yaşama şansı vermek için bazı şartlar öne sürer. Örneğin haraç adlı vergi. Müslüman olmayanlar islam ülkesinde yaşamanın iki yolu vardır. Ya müslüman olacaksın ya da haraç vergisi vereceksin. Yaşama hakkı için şart getiren bir hukuk sistemidir şeriat. İnsanların yaşama hakkını kayıtsız şartsız korunayan bir hukuk sisteminden demokrasi çıkmaz. Kuran fetih ile cihat ile ele geçirilen yağma malının, gasp malının bölüşümünü, dağıtımını ve bu malın taksim edilmesini içeren yasalar mevcuttur. Politik iktisatta bu duruma “primitif akümilasyon” denir. Dolayısıyla Şeriat ekonomisinde “primitif akümülasyon ” vardır, bu durum faşist ve kooporasyon içeren rejimlere özgü bir durumdur. Böyle bir ekonomiden demoratik bir politika çıkmasını beklemek abesle iştigaldir. Şeriat özü itibari ile hiyerarşik bir sistemdir, Müslüman olmayanı, kendi gibi olmayanı, yaşam ve inanç pratiği farklı olanı “ötekileştirir” cennet dışı tutar. Şeriat'ta cinsler arası eşitlik yoktur. Eşitlik taleplerini fıtrata aykırı bulur. Oysaki modern demokrasi düşüncesi cinsiyet eşitliğini biyolojik bir olgu olarak değil, hukuki temelde, hak ve özgürlük perspektifinden yorumlar. Şeriat'ta böyle bir eşitlik ön görüsü yoktur, kadınlar erkeğin Allah tarafından eşit yaratılmadığını, dolayısıyla eşit olamayacağını savunur. Dolayısıyla islamcı; cinsiyet eşitliği talebini biyolojik bir talep olarak algılar, fıtrata ters olduğunu düşünerek bu talebi reddeder. Kitapta İhsan Hoca Medine sözleşmesi, Veda hutbesi gibi olayları öne sürecek islamın özünde demokrasi olduğunu savunur. Halifelerin halk meclisleri kurarak halka açık toplantılar yapmasını, halkın sorunlarına cevap vermesini, halkın kendilerine hesap sormasını demokratik muhteva taşıyan uygulamalar olduğunu savunuyor. O dönemin tarihsel ve toplumsal koşullarına bakıldığında bu uygulamaların demokratik muhtevası yadsınamaz. Fakat islam tarihi içinde bakıldığında en demokratik durumların islamın güçsüz olduğu dönemde pratiğe geldiğini görüyoruz. Yani İslamcı siyaset güçsüz olduğu dönemde müzakereye açıktır. Eşitliğe, çoğulculuğa ve uzlaşmaya karşı hayırhah bir tutum takınır, bu durumu islamcılar takiye diye nitelendirir ve bunu da meşru görürler ama aynı islamcı siyaset, kendini güçlü hissettiği ve iktidarı ele aldığı zaman bütün geçmişi unutur, tamamen baskıcı, faşist, totariter, bir kılığa bürünür. Baskı yapar, şiddet uygular, saldırır, savaş yapar, biat ister.. İhsan Hoca kitabın başka bir yerinde Batıdaki Modern demokrasileri örnek gösterecek “Hristiyanlık demokrasiye engel olmadı, islam da demokrasiye engel değildir” diyerek Aristo mantığı ile tarihsel ve toplumsal olguları hareketten yoksun bir “anlık” olgu gibi algılar. Bu sığ bir bakış açısıdır. Uygarlık tarihi bir “fotoğraf karesi” anlık bir “boyut” değildir, uygarlık tarihi sürekli hareket, değişim ve dönüşüm halinde bir “film” şeridi gibidir. Dolayısıyla değişkenlik faktörü belirleyici olan iki farklı olguyu aynı kategoride (din) oldukları için aynı görmek bilim dışı bir bakış açısıdır. Batıdaki demokrasi nasıl demokrasidir, kime göre demokrasidir ve niteliği nedir gibi soruları bir kenara bırakıyorum, bu ayrı bir yazının konusu olabilir. Hocanın tezini irdelemek gerekirse; Hristiyanlık demokrasiye engel olmadı diye bir olgu yoktur. Hristiyanlık özgününde kilise demokrasiye engel olmak istedi fakat başaramadı, yenildi. Reformcular kiliseye karşı dövüştü, mücadele yürüttü ve bu mücadeleyi kazandı. Hristiyanlık’ta reform hareketleri başladı. Rönesans, Reform gerçekleşti, magna carta ortaya çıktı. Hristiyan dünyasına İhsan Hoca'nın demokrasi dediği olgu ki bence tartışmalı bir demokrasidir bu süreç sonucunda ve bu koşullarda gelişti. İslam tarihinde süreç böyle işlemedi, islam iktidarlaştıktan sonra demokratik muhalefete karşı yürüttüğü hiçbir mücadeleyi kaybetmedi. Reformcu düşünürleri ve demokratik muhalif hareketlerin hepsini ezdi geçti. Hristiyan dünyada Laiklik sayesinde dinin siyasallaşmasına, eğer siyasallaştıysa bile serpilmesine izin verilmedi, din orada insan ve Tanrı arasında kaldı ve kiliseye hapsedilerek siyasi arenadan dışlandı. İslam dünyasında İse tam tersi oldu. İslam bir devlet tasavvuru edindi, bir rejim ve ideoloji haline getirirdi ve daima siyasetle iç içe oldu. Bu yapısı nedeniyle İslam siyasal ve bir ideolojik program olarak “demokrasinin önünde engeldir.' İhsan Hocanın kabul edemediği gerçek budur. Bu nedenle İhsan Hoca demokrasinin islam içinden çıkmayacağını kabul etmelidir. Demokrasi seküler ve laik akılın ve ahlakın iradesi gelişecektir. Siyasal islamdan demokratik ve özgürlükçü bir düzen çıkmasının imkanı yoktur. Siyasal islam faşizm, totariterizm ve monarşi üretir. İhsan Hoca akıntıya karşı kürek çekmektedir.
Demokratik Özgürlükçü İslam
Demokratik Özgürlükçü İslamRecep İhsan Eliaçık · Tekin Yayınevi · 201633 okunma
··
362 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.