Gönderi

Ben geldim kızım. Seni böyle görmeye fazla alışık değilim. Ben hep içindeydim çünkü senin. Şimdi önümde yatıyorsun, ben de dizlerimin üstünde oturmuş seni izleyip seninle konuşuyorum yine. İkimiz de aynı görünüyoruz. Beyaz askılı elbise, kanlanmış ama yine de çok güzel. Sade duruyor. Ben biraz silik gibiyim yanında. Ama olsun, son kez konuşayım o zaman birazcık. Hep bir şeyleri yoluna koymaya çalıştın. Hayatın boyunca kötüyüm yerine iyiyim dedin. Çok üşüyorum diyeceğine çok sıcak demiş, ölüyorum diyeceğine gülüp geçmiştin. Seni çok insan yaşatmaya çalıştı. Yapma dediler, ama bir gün oldu işte. Hep bir söz seni çok etkilerdi ‘yaşamak zormuş, yaşatmak imkansız’ Yaşatmak imkansızmış gerçekten. Sen kimseyi yaşatamadın, kimse seni yaşatamadı. Hayat bu mu gerçekten dedin hep. Neyse, eğlendiğini sanıp kendini bile çok iyi kandırdığın yerlerde bile aklın başka bir yerlerdeydi. Neler düşündün bu kadar? Ne seni alıp götürdü lunaparkından mezarlığa? Ne dedin kendine? Güçlenmek istedin mi, uğraştın mı? Neyse, çok soru sormayacağım. Artık istediğin yerdesin. Yerde kanlar içinde yatıyorsun, ellerin yine çok soğuk. Ve yine çok üşüyorsun. Etrafında koşuşturan insanlar var, bir sürü. Ambulanslar aranıyor. Kalkıp aramayın demek istiyorsun büyük ihtimalle. Ama yapamıyorsun. Olsun, birazcık sen tat bu mutluluğu. Bu sefer sana iyi misin diye soran yok. Üşüyor musun diye de soran yok. Ama bi şey var, sen yerde kanlar içinde yatarken gülümsüyorsun. Dudağının kenarı kıvrılmış ve ben bu zamana kadar bu kadar içten bir gülümseme görmemiştim. Sahi, ölümüne gülüp geçecek misin? Olsun güzel kızım, gül geç. Sana hep güzel kızım demek istemiştim ama dalga geçersin diye demedim. Malum benimle hep kavga halindeydin. Burada seninle biraz konuşup gideceğim, halsizleşiyorsun çünkü. Gülüşün solmuyor. Küçükken hep ünlü olmayı istemiştin. Binlerce insanın önünde bağıra bağıra şarkı söylemek istiyordun. Her yaşın böyleydi. Sanırım şu an binlerce insanın önünde sahnedesin. Yılların birikmiş mutluluğu var çünkü gülümsemende. Keşke bu gülümsemeyi henüz hayattayken yapsaydın. Keşke seni sahneye çıkarıp şarkı söyletme fırsatım olsaydı. Gerçek bir insan olsaydım bunu yapmak için her şeyi göze alırdım. Kalbin çok güzeldi. Gerçekten dışarıya kendini hiçbir zaman tamamıyla açmadın ama gerçekten kalbin güzeldi. Tüm gün uzaklara dalardın. Keşke bir gün sorsaydım sana nereye bakıyorsun, neyi bekliyorsun diye. Biraz sevilmeyi beklemişsin. Bunu bilmiyordum, özür dilerim. Sana sevgi veremedim. Umarım gittiğin yerde küçüklüğünün dileğini gerçekleştirip sahneye çıkabilirsin. Umarım seni alkışlayan insanlardan biri olurum. Bak, ambulans geldi. Ama çok kan kaybettin. Ve bir anda yüzün değişti sanki ambulansın geldiğini anlamış gibi. Yüzünü yine karamsarlık kapladı. Sanki orada mutlu gibiydin. Keşke engelleyebilseydim o ambulansa binmeni. Şimdi gittiğin yerdeki kanlarda oturmuş bekliyorum ama bu sefer tekim. Kanların üstüne yattım. Seninle bütünleşmek için. Belki benimle son kez kavga edersin diye. Gökyüzüne bakıyorum. Bunu çatıdayken hep beraber yapardık. Hep çatıdayken yağmur yağmasını istemiştin. Olmadı. Neyse, çatıya yattığımız zaman da tir tir titrerdik. Ama hiç havayla alakası olmadığını söylerdin titremenin. Ruhun üşürdü. Kimse sarılsın da istemezdin. Hayatında ilk mutlu olduğun günün öldüğün gün olması biraz üzücü oldu. Ama umarım kurtulmazsın, gerçekten kurtulmak için. -İç Sesin.
··
158 görüntüleme
H` okurunun profil resmi
Çok güzel yazmışsın gerçekten.. :((
Zuzuzum okurunun profil resmi
Gözyaşlarım pıt :')
Bu yorum görüntülenemiyor
yagmur okurunun profil resmi
Kitap haline getiricem..
yagmur okurunun profil resmi
Yaşamak zormuş, yaşatmak imkansız:))
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.