Yıl 1096 SULTAN KILIÇARSLAN;
Huzura bir ulak geldi, papanın dünyada toprak, ahirette cennet vadiyle kurulan haçlı ordusu, Fatımi Devletinin toprağı olan Kudüsü geri almak için yola çıkmıştı.
Keşif ve yol güvenliği için önden gönderilen 100 bin kişilik haçlı ordusunun, daha Bizans sınırını geçer geçmez keşfedebildiği tek şey Sultan Kılıçarslan ve 40 bin kişilik ordusunun gazabı oldu. Canını kurtarıp kaçanlar, çok büyük ve yenilmez bir orduyla karşılaştıklarını ve ne yaptılarsa başedemediklerini söylediler.
(1 - Yanlış bilgi düşmanın gözünü korkuttu)
Lakin arkadan gelen ordu 500 bin kişiydi.
Papalık, bu kontrolsüz dev orduyu nasıl doyuracağını hesap etmemişti. Haçlılar, mezhep farklıkığını da bahane ederek, kendilerine kapılarını açan Bizansı ve Konstantiniyeyi yağmaladılar.
Ordunun büyüklüğünü ve yaptıklarını haber alan Sultan Kılıçarslan önce başkent İznik'i boşalttı. Ardından bir birlik oluşturdu ve Haçlıların Anadolu boyunca gideceği yol üzerindeki bütün yerleşim yerlerini boşaltmalarını istedi, Ve dediki "Tarlaları ve meraları yakın, ağaçlarda ve bahçelerde ürün bırakmayın, su kuyularını kapatın, çekilen halk da geride yiyecek bir şey bırakmasın." (2 - Cesur, soğukkanlı ve akıllı lider)
Ardından komutanlarıyla istişare yaparak çareler aradı.
Sonuç;
Haçlılarla direk karşı karşıya gelinmeyecek, her gece vurkaç yapılacak, haçlılar aç ve yorgun bırakılarak birbirlerini kırmaları sağlanacak. (3 - etkili strateji)
Nitekim aylarca ne Haçlılar ne Selçuklu Ordusu uyumadı. Selçuklu Ordusu, gece haçlıları öldüyor, gündüz onların geride bıraktığı ölülerini gömüyorlardı.
Ve Sultan Kılıçarslan'ın şu sözü tarihe geçti :
"Öldür öldür bitmiyor"
Sonunda Haçlılar ordunun yarıdan fazlasını kaybetmiş olarak Anadoludan çıktılar ve Fatımi topraklarına girdiler. Antakyadan Kudüse kadar yağma ve katliam yaparak ilerlediler. Kudüsü ele geçirdiklerinde 600 bin kişilik Haçlı Ordusundan geriye 26 bin kişi kalmıştı.
Lakin İslam Birliği olmadığından bu işgal, Selahaadin Eyyubinin 1187deki fethine kadar tam 88 yıl sürdü.