Birinci Dünya Savaşı öncesinde bir sanatoryum yaşananların anlatıldığı 1924'te yayımlanmış Thomas Mann romanı: Büyülü Dağ Yazarın okuduğum ilk kitabı. İki ciltten oluşuyor. İlk cildini bitirdim. İkinci cildine az önce başladım. Hikayenin devamı nasıl olacak, okuyup göreceğiz. Başkahraman Hans Castorp, İsviçre'nin Davos kentinde tedavi gören kuzeni Joachim'i ziyarete gider. Üç haftalık olmasını planladığı ziyaret, hesapta olmayan nedenlerle ilk ciltte altı ayı bulur. Bu ciltte burada geçen altı ayı ve Hans Castorp'un çocukluğu anlatılıyor. Özellikle sanatoryumdaki karakterlerin analizi, yaşantıları ve sanatoryumun atmosferi etkileyici şekilde anlatılıyor. İtalyan Settembrini ile Hans Castorp'un konuşmaları zamanın ve hayatın üzerine düşünmenizi sağlıyor. Ayrıca Hans Castorp'un buradaki bir başka hastaya aşık olmasıyla roman ilginç bir hale geliyor. Roman düşük hızda ilerlemesine karşın beni sıkmadı. Bu düşük hıza rağmen sürüklemiyor değil. İkinci cilde başladım vakit kaybetmeden. Roman bu hızla mı gidecek yoksa vites mi yükseltecek, merakla bekliyorum. Thomas Mann-Büyülü Dağ İkinci Cilt Kahramanımız Hans Castorp'un hikâyesine devam ediyoruz. Kitaptaki deyişle kuzenine ayaküstü uğrayan Hans'ın yedi yıl süren macerası bu ciltle sona eriyor. Bu yedi yıllık süreçte sanatoryuma yeni karakterlerin girdiğini, önceki kitaptan tanıdığımız bazı karakterlerinse kaybına tanık oluyoruz. Kitapla ilgili söyleyeceklerim aslında daha önce yani ilk cildiyle ilgili söylediklerimle aşağı yukarı aynı. Kitap düşük bir hızda seyrediyor ama devam sayfalarında ne olacağını merak ediyorsunuz. Tabii biraz sabır işi bu okuma çünkü iki kitap yaklaşık 900 sayfadan oluşuyor ve kolay okunan bir kitap değil. Özellikle olayların çok fazla yer almadığı, daha çok felsefe,din, yaşam, zaman, burjuvalık, savaş gibi konuların tartışıldığı diyalogları okuyoruz. Yan karakterlerin düşünceleri ve tartışmaları kitabın iskeletini oluşturuyor. Kitabın içeriği hakkında sizi bazı sayfalarda sürprizler bekliyor ama o sürprizlerin ne olduğunu söyleyerek kitabın tadını kaçırmak istemiyorum bu yüzden okuma deneyimine güvenen kişilerin mutlaka okunması gerektiğini ama sadece olay bekleyen kişilerinse kitaptan uzak durması gerektiğini söyleyebilirim çünkü çok az olay var kitapta ve daha çok olguyla durumlar üzerine diyalogları okuyoruz. Kitabın son 150 sayfasında olayların birdenbire hızlandığını ve bu bölümün önceki 300 sayfadan çok daha etkileyici olduğunu da söyleyebilirim.

Büyülü DağThomas Mann · Can Yayınları · 20211,211 okunma

·

32 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Faruk