Aslan Yürekli Richard Kudüs'ü almaya çalışmış fakat her seferinde Salahaddin Eyyubî'nin ordusuyla karşılaşmıştır. Hatta Salahaddin Eyyubî, Aslan Yürekli Richard'ı Kudüs'ü ziyaret etmesi için çağırdığı halde kabul etmeyerek hayattayken Kudüs'ü görme fırsatı bulamamıştır. Ey buyuk ALLAH ım..
Bugun bu zulmu yapanlara
Ebabilerini gonderme
Gokten taş yadirma yada depremle yerle bir etme
Etme ki mahşerde ümete sahip cikamadik diye, yüzümüz kara cikartma karsina
Bize güc ver bize cesaret ver ve intikamini bizim elimizle al
Onlara atdigimiz her mermide
Aylan bebekler gelsin gozumuzun onune
Azemetni ve celalini bizim yuregimizde teceli etdir ve bugun ku zulmun intakamini alalim
Mukafatimiz da sadece şehitlik olsun insalah...
Asırlar sonra İngiliz komutan Edmund Allenby Kudüs'ü aldığında Aslan Yürekli Richard'ın yarım kalan projesini tamamladığını söylemiştir.
Medeniyetin gelişmesinde Bilimi ve Teknolojiyi savunan insanların dediği şey " İsaril teknolojisi sayesinde Kudüsü elinde tutuyor. Peki sizler kültürünüzle mi kurtaracaksınız Kudüsü?" Peki Sizler bu denlice bilimciyseniz neden hala daha gidip Kudüsü kurtar mıyorsunuz. Teknolojisiyoe gelişmiş olan İsrail mi medeni? Yapmayın arkadaşlar. Medeniyet dediğiniz Tek dişi kalmış canavardır.Ah o Filistin Kudüs'ümüzü hüzne boğan şehir ne söylesek ne dile getirsek nasıl bir dua etsek kı Rabbim kabul eylese Kudüsümüzü ilk kıblemizi bizlere nasip etse..Filistinli bir kızın annesine yazdığı mektup.Her okuduğumda duygulandırır beni...
Diğer yanda bir ceylana saldıran yirmi iki sırtlan sürüsü...
Ve Kudüs'ün yeniden doğuşunu gözlemekte yüreğim... Can Hüseyin!
Duruşun duruşum olsun...
Ben filistin’in nazlı çiçeği anne...
Kızın;
Duâ makamında ninniler söyle bana,
Ellerin her zaman ki gibi saçlarımın arasında gidip gelsin,
Çilenin gergefinde dokunmuş eğrilmiş
Fakat eğilmemiş aksin yüzüme vursun.
Filistin’in kadınları hep böyle onurlu olur değil mi anne?
Duâ makamında ninniler söyle bana anne,
Özüm çileden kıvranmakta
Ve bil ki anne İsa’ya rahim toprak,
Beni zulme şahit tutmakta,
Ben Filistin’in çiçeğiyim anne
Irmaklar beni sulasın diye,
Suyu nasıl da nazenin akmakta.
Ben Filistin’in çiçeğiyim anne
Kavurmasın diye harı bedenimi
Rüzgar her dem
Beni şefkatle okşamakta.
Bilirsin değil mi anne
Güzelin hasmı çok olmakta
Ve Musa’ya karşı çıkan firavun,
Bize de tuzaklar kurmakta.
Ben filistin’in çiçeğiyim anne
Tüm rayihalarım sevdalı yüreklerin bahar muştusu.
Fakat hafsalam Zekeriyya’ya nisbet
Sükut orucu tutmakta
Ve Kudüs’ün yeniden doğuşunu gözlemekte, yüreğim.
Kapatıyorum avuçlarımı gayrisine
Ve açıyorum yüreğimi yalnız ona,
Gidenler geri gelecek biliyorum anne
Ve gelenin gelişinin haberi zulmü ezecek.
Biliyorum anne...
Duâ makamında ninniler söyle bana anne
Bu sefer kardeşleri kuyuya atmasınlar yusuf’u,
Ve bırakıp gitmesinler kenan’a,
Yusuf güzel anne
Senin gibi,
Ve kurtlar sarmasınlar bedenini Eyüb’ün,
Ve yalanlar, iftiralar uzak dursun hareminden,
Eyüb’ün evdeşi sadık anne
Senin gibi
Ve inen tokat zalimin yüzüne Musa’nın elinden
Kahretsin sonsuza dek siyon’u ve haçı.
Bedir’e ve kehf’e inen yağmur
Nasıl da hasrettir yüreğimin yangını size
Duâ makamında ninniler söyle bana anne,
Yunus beklesin kırk günü ve
Yediler dönsün,
Gelsinler
İspata vücut lazım
Müjdelenen geldi
Özlem bitsin,
Bitsin anne,
Anne ellerin saçlarımın arasında gidip gelsin
Yusuf’un kokusunu taşıyan rüzgar halimizi dosta bildirsin.
Anne dizlerin ne kadar da yumuşak
Yoksa benim gözlerim mi hasret uykuya,
Duâ makamında ninniler söyle bana anne
İçinde Uhud’un şehitleri ve şahitleri olsun,
Hercaî gönlüm Uhud’da derman bulsun.
Kerbela’da Hüseyin’e kıyan bunlardı,
Bunlardı değil mi anne.
Lanet olsun!...
Lanetler olsun!...
Can Hüseyin duruşun duruşum olsun.
Ve kardeşlerim kardeşlerin,
Hasan gibi asil,
Zeynep gibi dik olsun
Firavunlar ...
Zeyneplerden zeynep’ten korktuğu gibi korksun...
Duâ makamında ninniler söyle bana anne,
Rahmete kucak açan ankebut sevr’de
Açsın kollarını ve yorgun bedenimi uyutsun
Ve bu kulaklarım öz kulaklarıyla duysun
“ hüzünlenme allah bizimledir.”
İman üzere
İkiye, üç ,
Üçe dört
Ve
Dörde beş olana
Bu can kurban olsun
Ve mana bulsun.
Duâ makamında ninniler söyle bana anne
Ve haber ver,
Tufana ne kadar var.
Tufanda nice müjdeler var.
Musa’ya yoldaş olanları bir iyi bellet bana, anne.
Duâları duâm olsun
Ve nefesim olsun her defasında alıp verdiğim
“rabbim üzerimize sabır yağdır ve bizleri müslümanlar olarak öldür.” *
Böyle demişti, değil mi anne ?
Firavun’a adaleti haykıran,
Musa’nın getirdiğine iman eden
Sihirsiz sihirbazlar
Ve en son gösterisi olmuştu gidişleri
Meleklerin refakatinde.
Cennet-i Âlâya
Duâ makamında ninniler söyle bana anne,
Süleyman saltanatında kurulsun ve
Haşaratlar asadan uzak dursun.
Ebabiller ağızlarında od süleyman’a
Düşman olanlara od savursun,
Anne söyle kardeşlerim,
Tâlût ehline yasak ırmaktan uzak dursun.
Ve davut bir kez daha câlut’laşan zalimleri
Hüsrana boğsun
Ve
Tabut beşaret olsun sevdamıza.
Duâ makamında ninniler söyle bana anne,
Kir değmesin hz. Meryem’in sadakati sinmiş ülkemin yüzüne,
Yürekleri kirli pusulara gebe
Ve gittikleri her yerde ihanetin harmanını derenler
Giremesinler kutlu vadi Tuva’ya,
Davut’un dövdüğü demir set olsun yollarına.
Ve yol bulamasınlar hutame’den öteye.
Hutame nedir?
Bir iyi bellet onlara anne.
Duâ makamında ninniler söyle bana anne,
Müseyleme’nin sinesindeki,
Hazreti Vahşi’yi temizleyen taharet mızrağı,
Firavunun göğsünü yurt tutsun.
Çocuklar Nil’in değil annelerinin kucağında uyusun.
Duâ makamında ninniler söyle bana anne,
Kardeşliği
Rasulun mektebinde talim eden ensar,
Bizi unutan dostlarımızın yüreklerine dokunsun
Ve dostlarımız sadakatte Ebu bekir’e yoldaş olsun.
Korkmasınlar,
Koç yetişir semadan,
Onlar İsmail yürekli olsun.
Duâ makamında ninniler söyle bana anne,
Kutlu kusvâ ve burâk
Arzdan arşa nur süreyyalara halimizi sunsun...
Ve lanete müstehak olanların üstüne lanet olsun.
Ve duâ ehlinin duâlarında garib halimiz makes bulsun.
Duâ makamında ninniler söyle bana anne,
Kardeşlerim tunç bilekli olsun
Ve düştüğü yerde manaya beşik olan taşlara
Zülfikar’ın nuru sinsin ve karartsın zulmeti,
Zülfikar zalimlerin üzerlerinde sallansın dursun,
Ali’ye de kıyan bunlardı değil mi anne?
Lanet olsun!...
Lanetler olsun!...
Anne!...
Filistin’in tüm çiçekleri karalar bağlamakta,
Söyle fırat ve dicle de yüzüne karalar çalsın,
Hüseyin’in oduna yanan canlar zalimleri aleviyle yaksın.
Duâ makamında ninniler söyle bana anne,
Babalar İbrahim’i örnek alsın,
Mevzu İbrahimîler olursa nâr nura
Ve vuslata hasret alevden kollar
Gülden döşeklere dönüşür.
Söyle,
Söyle anne böylece yangınlar suya kavuşur.
Babalar İbrahim’in izini sürsün, anne.
Duâ makamında ninniler söyle bana anne,
İçinde çarmıhta İsa da olsun ve
Mazlumun kanı zulümle kirlenen Kudüs’ü yusun,
Son yemeğinde nebinin kardeşlerim de olsun anne,
Kardeşlerim sadık kardeşleri olsun masumun
Ve yapılan
İhanetin hesabını sorsun
İsa’ya da kıyanlar bunlardı değil mi anne?
Lanet olsun.
Lanetler olsun....
Duâ makamında ninniler söyle bana anne,
Cafer, Halid, ve Revaha ve
Ve yine Mut’e de düğün kurulsun.
Kadisiye semalarında
Ömer’in cebel, cebel, cebel* diyen sesi duyulsun.
Ve Selahaddin yüzün gülsün,
Kudüs bizimdir yakında görürsün.
Ömer’e de kıyanlar bunlardı değil mi anne?
Lanet olsun,
Lanetler olsun
Duâ makamında ninniler söyle bana anne,
Mazluma güven, garibe eman, yüreğe itminan
Zalime hüsran efendim olsun içinde anne,
Kaynuka, Kurayza, Hayber, Necran’ın intikamını almaya çalışan
Sefihler onsuzlukta kudursun.
Ve ocaklarına kara kara kilitler vurulsun.
Bakalım nur zulmetle sıvanır mıymış?
Medine’de iffete el uzatanlar bunlardı değil mi anne?
Lanet olsun.
Lanetler olsun.
Duâ makamında ninniler söyle bana anne
Şehâdet meyanında bir kervan kurulsun,
Taamı bıldırcın ve kudret helvası
Ve meramı cennet olsun.
Asiye ve Zeynep elimden tutsun
Ve anne hakim ol gözyaşlarına
Ve amin de duâma
Duvağım kefenim olsun.
Babam İbrahim’in izini bulsun.
Ve yurdum sözlerim sana
Ben şimşeğiyim Filistin’in
Şimşeğiyim Filistin’in
Rahat olmadan Mescid-i Aksa,
Rahat olamam,
Ve ot tıkamak için düşmanının canına
Bayramlarında çakarım.
Ben Filistin’in nazlı çiçeğimim nazik ve nazenin
Fakat cihad üzere ninnilerle büyürüm.
Anamın gözleri yaşla kardaş olduğu günden beri
Bebelerimiz ellerini açmadılar ve
Avuçları yumuk geldiler dünyaya
Bebelerimiz kundaklanırken kefene dolandı.
Yetmez miydi halimiz meramımızı anlatmaya,
Dostlarımız taştan mıydı yüreğiniz.
Biz taşları ne yapacağımızı biliriz.
Zafere hasrettir yüreğimiz fakat,
Medine’ye dönen Cafer’leri daha çok severiz.
Dua makamında ninniler söyle bana anne,
Kurtlar bölemesinler sürüyü ve
Ayrık kalmasın kardeşler birbirine yanık
Biri çıksın ve
Kardeşlerini çağırsın, sıla tatlı değil mi anne?
Sıla toprakta değil yürekte gizli değil mi?
Haykırsın, yine tutsun ellerimizden
Ve desin ki ;
Ne paha ile almışsak o paha ile veririz
Sılayı candan özge biliriz!...
Mescid-i Aksa,
Kubbetu’s sahra,
Mescid-i Ömer ,
Beyt’ul lahm
Ve aziz hatıraları nebilerin
...........................
Hain olanlar nereden bilsin kıymetin
Biz satmayı değil şehadeti severiz.
İsmail manası gizli özümüzde,
Gecelerde muhabbete ereriz
Ve
Derilmez gülleri dereriz.
Bilmeyen ne bilsin bizi,
Bilenlere selam olsun.
Duâ makamında ninniler söyle bana anne.
Bir gün çocuklarımız şaronları unutsun.
Duâ makamında ninniler söyle bana anne.
İçinde babam da olsun.
Biz şanlı çiçekleriyiz aksa’nın
Aksa’nın şanlı çiçekleri
Ve Uhud’dan gelen kokuyu alırız.
Filistin ben sana bi aşık oldum. Yarabbi bu nasıl aşktır. Taşına, toprağına, semanda yalkılanan direniş nidalarına , mücahidelerine , cesaretli çocuklarına, kassam tugaylarına aşığım ben KUDÜSÜ' NE aşığım işte sana ait olan herşeye. FİLİSTİNİM SENİ ESİR SANIRLAR YAA HAYIR ESİR OLAN BİZİZ DÜŞMANA KARŞI SUSARKEN ESİR BİZİZ VE SEN İNTİFADANLA ÖZGÜRSÜN✌ Ve kelam ağlamakta bir kenarda, anneler çatlamakta, çatlakmakta yeri ve göğü
Hep aplıyor dünya yüreğine bastırmış kelamı sarılmış ona secde de ağlamakta
Yaşları sel olmakta kayıp coğrahya ,alıp götürüyor saman çöpüne dönmüş ümmeti,
Gökyüzü çırpınıyor kendini parçalıyor secdede kelam elinde sallıyor salladıkça yıkıyor kayıp coğrafyayı
Yapmyaın ey secdedeki sadik dostlar
Siz biz değiliz ,
Biz secdeyi, kelamı terkettik ,kanattık kelamı,yırttık şükürü,
Rabbena yı çerçevletip astık bir duvara , hiç kapısını açıp girmediğimiz bir odanın duvarında o,
Sözlerin kulağımda sadece parmaklarımın ucuna inmiyor, inmiypr aldığım ekmeğime,
Kazandığım rızkıma , muhabbetime dokunduramıyorum kelamını,
Son nefesime ne kaldı bilmem ya rab, senin kelamını yşamayadığım günler çok ,yaşayacağım günler meçhulse ben ne yapalırıim
Beni sevdiğin tanımıyacak biliyorum, yüzümde secde değil ihanetin izlerini taşıyacağım, nefsimin kurbanı oldum, yanından geçince mi ağlıyacağım ,pişmanlık elnisesi giuineceğim
Yüreğim parçalanacak ya sevgili beni tanı diye yalvaracağım,
Yüzüme nakacak mı
Allah'ım sen Filistin'e özgürlük nasip et. Bir çocuk gibi ağlayan nazlı Aksa'nın gözyaşlarını silmeyi nasip et bizlere; duvarlarına bulaşmış kanları müslümanların gözyaşları ile yıka, temizle. Sen bizlere, Mescid-i Aksa'yı müslüman merhameti ile kucaklamayı nasip et. Mübarek bildiğim tüm kutsallar hatırına Kudüs'ü bizlere tekrar nasip et Allah'ım. Amin.
Şevkatten merhametten nekadar yoksun çocuk olduğu bile unutumuş etrafını sanki canavarlar sarmış oysa nefarkederdiki dini dili kimliği çocuk çocuk tur değişmez ve hiç bir çocuk bu muameleyi haketmez edemez hangi inanç hangi din çocuk katliamına izin verir hangi peygamber rıza gösterir buna Hz.isa'yı bekleyenler nası verecekler bu yaptıklarının hesabını ona ve nasıl bakacaklar peygamberin yüzüne ve ne diyecekler.