Gönderi

266 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Şartlandırılmış şekilde mutlu olmak mı yoksa özgür olup mutluluğu da mutsuzluğu da bireysel olarak keşfetmek mi? Ki bu dünyada mutsuz olma olasılığı çok daha yüksekken? Bir uygarlık düşünün ki, kaderiniz siz daha doğmadan belli. İşçi mi olacaksınız, yüksek zümre mi belli evet. Ama her ne sınıfa ait olursanız olun, bu size rahatsızlık vermeyecek hatta mutlu olacaksınız. Çünkü bunlar size şartlandırılıyor. Konumunuz her ne olursa olsun mutlusunuz yani. He eğer bazı istenmeyen durumlar oldu ve moral bozucu şeyler mi düşünüyorsunuz? Çözüm de var elbet; “soma” adında bir tablet. Bi tane sallıyorsunuz, hayat yine miss. :) Varoluşçu felsefenin tam zıttı bir görüş hakim yani bu uygarlıkta; önce özünüz belirleniyor, sonra siz var oluyorsunuz. Bildiğimiz doğumla da dünyaya gelmiyorsunuz. Anne-baba değerleri yok, bitki gibi şişelerde yetiştiriliyorsunuz. 1932 yılında çıkmış bir esere göre inanılmaz teknolojik bir hayal gücü var. Gerçekten büyük başarı. Bu kitabın ütopya mı distopya mı olduğu üzerine tartışmalar hala sürüyormuş. Ben distopya olduğu görüşündeyim. Aşk, sevgi, manevi bağlar yok bu uygarlıkta. Mutsuzlukla birlikte bunlar da yok. Bir şeyin tam değerli olabilmesi için zıttının da bulunması gerekiyor bence. Elbette bazı iğrenç zıt durumlar hiç olmasa tabii ama işte öyle maalesef. Birey olarak mutluluğa ve mutsuzluğa gidecek seçimleri kendimiz yapmamız gerekiyor. Bunların olmadığı eserler distopyadır benim nazarımda. Ama işte ben bu değer yargılarından haberdar olan bir okur gözüyle baktığım için distopya diyorum. Bu evrendekiler haberdar değil. Böyle de bi ikileme düşürüyor. :) Çok güzel tahliller barındıran güzel bir kitap. Önerilir.
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202161bin okunma
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.