Sisteme Rağmen; (İdeal) Sistem İçin...
.
Doğan Cüceloğlu, 
Öğretmenim Bir Bakar mısın? adlı kitabında eğitimdeki sorunları dolayısı ile çözümleri eğitim sistemine bağlayan bir okur görüşüne şu şekilde yanıt veriyordu: “Söz konusu eğitim sistemini kim kuracak? O kişiler gökten zembille inmeyeceğine göre birilerinin o sistemi kuracak olanları yetiştirmesi gerekmez mi? Sf.25”
İşte bu kitap ~Etkili Öğretmenlik Eğitimi- eğitim sistemine pek de fazla aldırmadan, eğitim sistemindeki bozukluk ve eksikliklere rağmen nasıl etkili öğretmenlik yapılabileceğini (onları görmezden gelmeyi de telkin ve tavsiye etmeyerek) hem öğretmen adaylarına hem de çalışan öğretmenlere anlatan, öğreten, kavratan bir kitap... Zaten bakıldığında söz konusu öğretmenlik becerileri ve kaliteli eğitim unsurları sistemin değişmesini çok da gerektirmeyen, az biraz zorlamayla ve yaratıcılıkla -şikayet edilen ve eksik görülen sistem içerisinde de- inşa edilebilecek; her şart altında var olması gereken beceri ve unsurlar.
Kitapta, eğitimi kaliteli kılacak etkenlerden en çok öğrenci-öğretmen ilişkileri ve kurum (okul) organizasyonu üzerinde duruluyor. Zaten öğretmen-öğrenci ilişkisini inşa etmek ve kurum organizasyonunu sağlamak için sistemin değişmesini beklemek de aptalca olurdu değil mi? Yoksa kendimi belki de sonsuza gidecek bir bozuk sistem içerisine kurban olarak yerleştirmiş olurdum. Söz konusu olan “ilişkiler” ise ve bu ilişkileri düzelterek eğitim sistemini de düzeltemeyeceğim yönleri ile düzeltmeye yönlendirebileceksem neden olmasın kendimi zorlamak: Bir taşla iki kuş vurmuş olurdum; hem işimi yaparken huzur duymak hem de belki zaman içerisinde eğitim sisteminin kendini değiştirme ve yenileme kararı almasında bir etken olmak... Ayrıca dışımdaki değişimi yerimde oturarak ve oflayarak geçirmektense kendimi zorlayarak ve bir şeyler yaparak beklemek daha akıllıca değil mi? Öyle!
Peki bu kitabın rehberliğinde etkili öğretmenlik için neler yapabilirim/yapılabilir? Kitabın örneklerle, açıklama ve izahlarla ortaya iyice koyduğu sistemden çok bize bakan ne gibi durumlar/konular var:
@ Sorunları çözmede Aktif Dinleme
@ İletişim Çatışmalarının Çözümünde Kazan Kazan Yöntemi
@ Sorunlar ile Sınıf Ortamı Arasındaki İlişki
@ Okulda Demokrasiyi Uygulama Biçimleri
@ Değer Çatışmaları
@ Güç kullanımı
@ Öğretmenin Danışmanlık Rolü ve Bu Rolü Nasıl Yapacağı...
@ İletişimde Sen/Ben Mesajları; Etkileri ve Kullanımı vs vs vs
Kitabın görüp hissettiğim diğer üstün nitelikleri ise şöyle:
==>Kitap eğitim sorunlarının çözümünü felsefe ve psikoloji gibi disiplinlerin verilerine dayandırıyor ve bu verilerle okuyucuya sunum yapıyor.
==>Kitap bir alıntı cenneti... İşaretlenmedik çok az yeri kaldı bende.
==>Kitap bir sürü eğitim sorununu dile getirse de kitabın dili sevgi dili, anlatımı akademik, tavrı ise nesnellik ve tarafsızlık
==>Kitap içeriğinde sunulan çözümler deney/im/lere ve bilimsel verilere, akla dayandırılmış. Kesinlikle havada şeyler değil.
==>Kitap yerellikten uzak... Yerelliği aşamayanlar kitabın kendisine ve içinde yaşadığı topluma uymadığını düşünebilir. Zaten Psikoloji, felsefe, kişisel gelişim, bilim diyorsa kitap, yerel olamaz ve bunlar da yerel olana esasta ters düşmez.
Kitabın tek bir olumsuz yanına rastladım: O da baskısına dair... Kitabın (özellikle bölüm içi) başlıkları hiç güzel düzenlenememiş. Ben kendi adıma başlık haritası çıkarıp kitabımın içine yerleştireceğim. Ama eğer yayınevi bu sorunu hallederse ve bundan da haberim olursa kitabın aynısından birkaç tane daha alırım. (Kıymetini bilebilecek birilerine hediye edebilmek için)
Bu kitabın oluşturulmasında, basımında, yayınlanmasında katkısı olan herkese kendi adıma teşekkür ediyorum. Bu kitapta gözler önüne serilen öğretmenlik idealini
iyice kavrayacak ve yaşatacağım. Bu kitabı boşuna yazılmış ve yayınlanmış bir halde bırakmayacağım. İn-şa-al-lah
.
·
224 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.