Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

132 syf.
·
Puan vermedi
Çiçekler dağıtmak için sevda yüklendiğimiz kapılar, bizlere demirden duvarlar örmüştü. Her gidişte tok ve acı bir sesi duyumsuyordu kalbim. Ve ben o acı sesle yaşamaya zorunlu biçare bir çiçekçiydim senin kapında. Nolur kır artık kilitlerini, al beni gönül hanene... Belkide iç çekişimizin altında yatan sebep onun özlemidir... Gözünü kapattığında beliren sûret kendinden önce onun sûreti geliyorsa aklına , kendine yaptığın haksızlık mı yoksa kendine hediye mi? Seviyorsun ama kendinde saklıyorsun büyüsü bozulsun istemiyorsun belkide. Terk edilmek veya red cevabı almak değil de onu sevdiğin şeklin bozulacak diye korkuyorsun. Böyle masum seviyorsam seni bu durum hiç bozulmasın. Her zaman bende kal, ben bileyim yeter. Sen yine hayatına devam et seni öyle görmek mutlu ediyor beni. Nurullah Genç ile tanıştığım ilk anda çok gergindim çünkü yüz yüze sohbet edebildiğim ilk şairdi. Bize hayatından, atalarından, öğrencilerinden bahsetmiş ve sorularımızı büyük bir samimiyetle cevaplandırmıştı. Gerginliğimin boşuna olduğunu gözlerindeki ışıltıyı görünce anlamıştım. Edebiyat, sanatçılara giydirilen edep ipliğinden örülmüş gömlek gibi giyeni zarifleştiriyor. O da bu gömleği giymiş biri olarak bize karşı çok zarifti. Nurullah Genç'in dedesi Rusların eline esir olarak düşmüş. Esaretten kurtulduğunda yaşı 22 imiş. Yürüyerek döndüğü yurdunda ilk durağı köyü oluyor ancak köy yerine küller buluyor. O da akrabasının köyüne gidip orada evleniyor ve seneler sonra köyüne dönüp orayı tekrar inşa ediyor. Bu inşa sırasında yaptığı ilk şey kitaplık O gün bize anlattığı gibi bir kütüphane oluşturmaya karar vermiştim ve hayatımda radikal kararlar almıştım. Bana çok iyi gelmişti Nurullah Genç, inşallah bir daha görme imkanım olur. Gerçi kitaplar, odalar aslında maddeden ibaret bence. İnsanlar kalbinin odalarını güzelliklere açmalı, güzel düşünüp, güzel görmeli. Mesela okuma yazma dahi bilmeyen bir çoban düşünelim. Insanlardan uzakta, sarp yollar aşarak hayvanları nimete ulaştırıyor ve bütün günü tefekkürle geçiriyor. Ondan duyulabilecek, yalnızlığın tefekkürlü kalabalığını hangi kitapta okuyabiliriz ki? Kitaplar, kütüphaneler başımızın tacıdır elbet ama insan onca kalpleri okumalı, kalplerdekini görmeli. Şems-i Tebrizi, Mevlâna'nın bütün kitaplarını suya atmıştır. Su mürekkeple olmuş, Mevlâna'nın da baba yadigarı kitapları bir an bile olsa içine dert olmuştur. Şems, sudan kitapları çıkarınca hiçbir şey olmadığını gören Mevlâna da şaşırmış. Buradaki, çobanın kalbindeki ve Nurullah Genç'in dedesinin hikayesindeki hikmet kitap-kütüphane değil kalperdeki gizdir. Kalbinin güzelliğini sayfalarla dolu kitaplar, odaları ören kütüphanelerle sağlayamam. Genç'in dedesi de önce kütüphane inşa etmemiş aslında, kalplerin okunabileceği bir sığınak inşa etmiş. Yine çok güzel, duygu dolu bir şiir kitabı,Nurullah hoca nin bir şiiri de yok ki okuduğum anda beni alip baska yerlere götürmesin bir muddet dönmemek uzere … Tekrar tekrar okumak lazım derinliğini anlamak için şiirin, sanırım bu benim bir sorunumdur... Öte yandan derler ki, güzel yazılar hemen anlaşılmaz, tekrar tekrar okuman lazım... "İçimde çok büyük ağlamak var. Bir ağacın altında oturarak hem kendime, hem bütün insanlara hem börtü böceğe, kurda kuşa. Bin yıllık gözyaşıyla ağlamak istiyorum " şiirin hissettirdiği... İtiraf ediyorum Atalarımdan kalan Bir avuç sevgiyle geçindiğimi
Hüznün Lalesidir Dünya
Hüznün Lalesidir DünyaNurullah Genç · Timaş Yayınları · 2016689 okunma
··
208 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.