Dosto!Dünyanın en muhteşem, susmak bilmeyen gevezesi... Çenesinin gücü kalemine fazlaca yeten Dosto. Bu kitap hayattaki en önemli amacı insanlardan uzak durmak olan bir insanın hikayesini anlatıyor. Ölüler Evinden Anılarla dokuzuncu Dostoyevski okumamı bitirmiş bulunuyorum. Kitaba başlamadan önce kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısında
Tolstoy 'un bu eseri Dostoyevski 'nin en büyük başarısı olarak gördüğünü okurken içimden hiç sanmam diyerek büyük bir önyargıda bulundum. Fakat kitabı okudukça Tolstoy 'la bu konuda hemfikir oldum. Ölüler Evinden Anılar 'da dönemin Sibirya'sındaki cezaevi koşullarını, mahkumların buradaki hayatlarını, mahkumiyet sebeplerini, mahkum psikolojisini, özgürlüğün anlamını ve değerini, ezenlerin ve ezilenlerin ruh halini, adalet, suç ve ceza kavramlarını seyrediyoruz. Ölüler Evindeki anılara daldığımda kimi yerlerde derin bir düşünce, kimi yerlerde ince bir sızı aldı beni. Anıların birinde bir gülme krizi tuttu beni öyle ki sevgili kedim bayan Milena kuyruğunu titreterek patileriyle beni sarsıp çıkarmasa beni bırakmayacak bir gülme krizi, belki bir sinir buhranı...Okudukça evin içinde tanıdık bir yüz belirdi sanki meşhur tutunamayan Olric. Olric sanki bu evde doğmuş gibi bir hisse kapıldım. Derince düşündüren bir kitap olmasının yanı sıra zıt duyguları da yaşatmasıyla en özel Dostoyevski kitabı oldu benim için. Ayrıca Ölüler Evindeki Anıları canlandıran kahramanımız, baş karakterimiz Aleksandr Petroviç'ten kitabın sonuna gelinceye kadar cezaevi öncesi hayatından bahsetmesini beklememe rağmen bu konuya hiç değinmedi. Herkesin okuması gerektiğini düşünmekle birlikte öncelikle adalet kurumunun içinde yer alan -savcı, hakim, gardiyan, cezaevi müdürü vs-herkesin başucu kitabı olması gerektiğini düşünüyorum ve eğitimcilerin ve psikoloji ile ilgilenenlerin de . Tabi eğer amacımız insanları sadece cezalandırmak değilse ve kötüleri iyi edebilmekse . Çünkü ne demiş Dostoyevski :"İnsan, insan olduğu için insanca muameleyi hak eder. "
"Her kim olursa olsun içinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun insanlık onuruna saygı duyulmasını ister."sayfa: 116