Gönderi
İlk kitap soru işaretleriyle bitmişti. Bu kitapta ise öyle bir şekilde başlıyor ve devam ediyor ki, olaylara yetişmek, anlamak ve sindirmek için nefes almasak yeridir.☺ Leila, bana Cat'i hatırlatıyor, ben kendi başımın çaresine bakarım, ben bir erkeğin arkasına saklanmam gibi düşünceleriyle aptalca şeylere sebebiyet verdiği birçok zaman olmuştu ve beni aşırı kızdırmıştı; Leila'nında ondan aşağı kalır yanı yok. Kadınların güçlü olması, kendi ayakları üstünde durması kesinlikle harika ama bunu yapacağım derken saçmalamak, sadece kendine değil, dolaylı veya doğrudan sevdiklerine zarar verme gibi bir durum oluşuyorsa bu kesinlikle aptalca duruyor.
Neyse, zaman zaman beni sinir etse de seviyorum kendisini. Vlad ise keşke benim olsa, diye düşünerek okuduğum bir karakter. Sevdiği kişi söz konusu olduğunda yapabileceklerinin sınırsızlığı insanı büyülüyor. Hele ki kendini bu kadar sevgiye layık görmeme durumu beni üzerken, onu daha da sevesim geliyor ama neyse ki, Leila onu olduğu gibi sevebiliyor. Bu ikili okumak gerçekten harikaydı.
Kitap, Leila' nın Vlad konusunda kendini geri çekmesi ve onu terk etmesiyle başlıyor sayılır ama sonrasında süregelen olaylarla yeni bir düşman -en azından bir bakıma- yeni bir ihanet ve gerçek olan aşkın alev alev büyüyerek her şeyin bir anda değişmesiyle devam ediyor. Dediğim gibi her şey çok hızlı oluyor. Ve her duygu o kadar yoğun ki...
Vlad gerçek duygularının farkına varıyor; Leila, Vlad'ın gerçek duyguları daha bi' özümserken onun dünyasını daha iyi anlıyor ve iyice ona karışıyor. Düşman sadece dışarda da değil ve dışarıdaki düşman kimler hiç belli değil. Leila birçok an ölümle burun buruna gelirken, başka bir an Vlad ile aşkını doyasıya yaşıyor. Bu kitapta her şey iç içe!
Veee kitabın sonu... yahu öyle bir yerde bitti ki, üçüncü kitap daha çıkmamışken nasıl dayanacağım, diye kara kara düşünmeye başladım bile.
·
124 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.