Gönderi

Vija Celmins altmış üç yaşında. Riga'da doğmuş. Ailesi ABD'ye göç etmiş. Otuz yıl Califonia, Venice'te yaşamış. Şimdi New York'ta. Celmins'in şüpheciliği resmin asıl görüntünün önüne geçemeyeceğini söylüyor ona. Resim daima geridedir. Ama şöyle bir fark var: Resim bittiğinde imge sabit kalır. Bu yüzden de imgenin dolu olması gerekir - benzerlikle değil araştırmayla dolu. Bütün hileler açığa çıkar. Sadece beklenmeden gelen şey için bir umut vardır. İmgeyi Bellekte Sabitlemek diye bir oyun oynar. Kumsaldan incelemek için on bir çakıltaşı toplar (hepimizin aylakken yaptığı gibi) sonra onların bronz kalıplarını alır ve boyar. Hangisi gerçek taş hangisi onun yaptığı? Ayırabilir misiniz? Emin misiniz? Peki nasıl?Bu yakın çekim bir şüphecilik idmanıdır. (Aynı zamanda asıl çakıltaşlarına değer kazandırmanın bir yoludur.) bkz: moma.org/collection/work... O ilk Penelope gibi gün boyunca dokuduğunu -taliplerini uzak tutmak için- gece boyunca sökmez. Yine de aynı kapıya çıkar çünkü ertesi gün kalemiyle, asla durmayan parıltılı su üzerinde ağır ağır dolaşmaya devam eder ve bir kağıdı nihayet bitirdiğinde başka bir kağıt alır. Ya da resmini çizdiği gece göğüyse, galaksiden galaksiye geçer. Sabrı, aşması gereken mesafenin farkındalığından gelir. Not: Penelope (Yunanca Πηνελόπη, Pinelopi), Homeros'un Odysseia destanında Odysseus'un eşidir. Odysseus'un yokluğunda saraya yerleşen erkekler arasından eş seçmesini ertelemek için gündüz ördüğü örgüyü gece sökmesi ile tanınır ve sadakat imgesi olarak bilinir. "Kelimelerden daha güçlü ve biraz daha gizemli bir yeri anlatan bir malzemeyle çalışmanın derin bir yanı var bence," demiş bir keresinde. Onu kendime Penelope olarak açıklıyorum çünkü bu imgeler fazlasıyla el yapımı (evde, başı öne eğik oturarak, seneler boyu çalışarak yapılmış), oysa getirdikleri haberler kötü ya da tehditkar ­ savaş, dayanılmaz mesafeler, kayıplar, henüz ateşlenmiş bir silahtan çıkan duman. Bu tuhaf evlilik, tuhaf bir dönüşüme yol açıyor. Denizin fotoğrafını santim santim karelere bölüyor ve kendini unutarak sadakatle tercüme ediyor. Kopyalayamayacak kadar zeki ve şüpheci, bildiği bütün sadakatle tercüme ediyor. Ve nihayet bitirdiğinde, acımasız denizin -ya da öldürücü bir anda fotoğrafı çekilmiş acımasız denizin- bir imgesi ortaya çıkıyor ve üzerinde, her yerde, sevgi dolu bir elin dokunuşunu görüyorsunuz. Gözle görülür bir şekilde ve tamamen el yapımı. bkz: tate.org.uk/art/artworks/ce...
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.