Aklınızdaki soruları sormak için bir mentora ihtiyacınız varsa, hayatınızın anlamını sorguluyorsanız, “gözlemleyen bilincimi” nasıl geliştirebilirim diyorsanız bu kitap tam size göre! Deniz Bayramoğlu’nun o zihin açıcı sorularıyla, Doğan Hoca’nın yaşam tecrübelerini, bilgi birikimini sohbet havasında aktardığı bu kitabı mutlaka okuyun. Deniz Bayramoğlu’nu Cnn’ deki Gündem özel programında seçtiği kelimelerle, sorduğu zihin açan sorularla tanıyıp Uğur Batı ile yazdıkları Üzgün insandan özgür insana kitabı ile daha da çok sevmiştim. Kitabı elime aldığımda söyleşiyi onun yaptığını görünce daha da keyiflendim. Doğan Hocayı ise okuduğum kitaplarından, katıldığı yayınlardan; öğretmenlere, ailelere ve bilhassa insana hitap şeklinden zaten seviyordum ama bu kitaptaki tecrübelerini, yaşam deneyimlerini okudukça ruh dünyamın daha da zenginleştiği hissine kapıldım. İnsana ve topluma bakış açısı ve bu kitapta bahsettiği “denetim odaklı korku kültürü” ile “gelişim odaklı değerler kültürü” arasındaki farkları, aslında toplum içinde hepimizin bu ekibin bir parçası olduğunu, “ben” bilincinden “biz” bilincine geçtiğimiz takdirde, “gözlemleyen bilincimizi” geliştirdiğimiz ölçüde, “kültür robotu” olmaktan vazgeçtiğimiz sürece toplumsal değişime uğrayacağımızı açıklayıcı bir dille ifade etmiş. Doğan Hoca, her bir bireyin gelişim odaklı değerler kültüründe önemli olduğunu, oldukları gibi kabullenilmesi, değer verilmesi, potansiyellerinin farkında olunması, onlara saygı duyulması ve ekibin parçası olarak görülüp yapabilecekleri ölçüde sorumluluk verilmesi gerektiğini söylüyor. “Can” a odaklanıp iç tanıklığa önem veren insanlar olursak hayatın özünü, kendi özümüzü keşfedebileceğimizi; yolculuğumuzu zenginleştirebileceğimizi söylüyor. Kitapta ilgimi çeken kısımlardan biri de Pareto ilkesi oldu. Bu ilkeye göre “Yüz kişilik bir gruptan elde edilen verimin yüzde sekseni yirmi kişinin gayretinden kaynaklanır” deniyor. Bunu kendi iş hayatımızda düşününce gerçekten çok mantıklı geldiğini farkettim. Yaptığımız işte kendimizi geliştirmek, sorumluluk bilinciyle hareket edip yeni başarılara ulaşmak, gönlümüzün muradına ermek bizi her anlamda ileriye taşır gibi gözüküyor. Kitapta kendimizi nasıl geliştirebileceğimizle ilgili çok güzel önerileri vardı Doğan Hocanın. Bunlardan bir kısmını gerçekleştirmiş olmak iyi hissetmemi sağladı ama kendime yeni hedefler koyma noktasında çok güzel ipuçları yakaladım. Kitap okumaya çok önem veren bir insanım ama Doğan hocanın her okuduğu kitabın özetini çıkarıp arşiv oluşturduğunu gördükten sonra bununla ilgili kendime hedef koydum. Bundan sonra ben de okuduğum her kitapla ilgili özet olmasa bile inceleme, kitapla ilgili düşüncelerimi yazacağım. Aslında yazmak da okumak kadar değerli bir süreç; kullandığımız kelimeler, neyi anlatmak istediğimiz, nasıl ifade edebileceğimiz, üzerinde çokça durmamız gereken şeyler. Bir de kendi alanımızla ilgili yabancı kaynaklara hakim olmamız gerektiğini söylüyor, hem dilimi geliştirmek hem de kendi alanımla ilgili bilgi, anlama düzeyini arttırmak adına kendime 2021 yılı için 5 yabancı dilde kitap okuma hedefi koyuyorum. Ayrıca, Doğan hocanın önerdiği her ülkenin en az on klasiğini okuyun cümlesine ben de katılıyorum. Film önerileri için de bahsettiği filmler gerçekten kült filmler ama bu kısmında değil de her ay bir film izleyip bunu değerlendirme üzerine bi kulüp kurma çok güzel bir fikir bunu da gerçekleştirebilirsem ne ala:) Kısacası Hayatını dolu dolu yaşamış, topluma yön verebilecek insanların kitaplarını okumak gerekiyor tıpkı İlber Ortaylı’nın Bir ömür nasıl yaşanır? kitabı gibi tıpkı bu kitap gibi. Kendinize çok şey katacağınız, ufkunuzu geliştireceğiniz bir kitap okumak istiyorsanız tereddüt etmeden alıp okuyabilirsiniz.

Var mısın?Doğan Cüceloğlu · Kronik Kitap Yayınları · 202126,9bin okunma

·

24 görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.