Seyahat ve anı türündeki kitapta Yunanistan’a giden Nazlı Gürkaş, hem Yunanistan’da yolunun düştüğü adaları, şehirleri, sokakları, belki adını bile duymayacağınız köyleri anlatıp sıkmadan tarihi bilgiler veriyor, hem de orada tanıştığı insanlarla yaşadıklarından, konuk olduğu evlerden ve yaptığı tatlı sohbetlerden bahsediyor. Gittiği yerlerdeki favori mekanları eklemeyi de ihmal etmiyor. Zaman zaman gülüp eğleniyorsunuz, zaman zaman geçmişte ortak acılar yaşadığımız insanlara kulak verip üzülüyorsunuz. Hem farklı, hem de aynı kültür olmanın tadına varıyorsunuz. Pandemi döneminde okurken hem gezdim, hem yaşadım, hem güldüm, hem üzüldüm sayesinde. Sakız ağaçlarının kokusunu içime çekip frappemi yudumlayamadığım için bir miktar kırgınım ama ne diyelim, darısı başımıza!
Gezi kitapları sevenlere, pandemide ruhunu gezmeye çıkarmak isteyenlere, Yunanistan’ı merak edenlere, gezi rotası oluşturmak isteyenlere şiddetle tavsiye ederim.