Gönderi

Lisanın Hali
Bir davanız varsa fazla konuşmayın bence konuşmaktan çok yapın…!(ki şahsen öyle düşünüyorum) Ki yaparsanız toplum ya da davanızı tanıtmaya çalıştığınız kitle sizi daha çok benimser ve zaten o kitle sizden anlatmanızı isteyecektir emin olun .. bu Yapmak neyi kapsıyor peki. ? Bu Yapmak evrensel değerleri kapsıyor “zor durumda kalanlara yardım et, yalan söyleme, insanları kandırma vs vs…” gerisi çok zor değil. Siz “İyi bir İnsan” olursanız gerisi zaten çok kolay insanlar sizi zaten benimser. “Bu adam bu davaya inanıyorsa nu dava Hak olabilir. !” Cümlesindeki “bu adam” OLMAK o kadar da zor olmasa gerek diye düşünüyorum. Daha iyi anlamak isterseniz tarihte kendilerine yer bulabilen insanların (haksız da olsa kimilerine göre) fiil ve tavırlarına ve kişiliklerine bir bakın sonra etrafındaki insanların nasıl çoğaldığını ve bugüne kadar onları savunanların nasıl süregeldiğini daha iyi anlarsınız emin olun…! Eric Fromm’un bu noktada kitabına bile o ismi verdiği “Sahip olmak ya da OLMAK” adlı teorisi ya da iddiası bu konuyu çok iyi özetlemektedir. Fromm bu teorisinde genel olarak şunu dile getirir; bir şeye, bilgiye, fikre, kurala, özbenliğe, inanca vb. Sahip olmadan önce onu özümsemesi yani kendinde hissetmesi tabir-i Fromm’la “Olması”gerekmektedir. O ide onun içinde yer bulmalıdır her adım attığında o Hakikatın onu titretmesi ya da hatırından çıkaramayacak dereceye gelmesi gerekir. ” dur ya benim inandığım bir DAVAM var. ” Cümlesi her saniye zihninde yer edinmesi gerek. Öyle ki artık insanlar onu gördüğünde onun cüssesinden önce davasını görebilmelidir. Ha siz illa “ben anlatırım benim dediğim önemli yaptığım değil” derseniz siz bile davanıza inanmıyorsunuz denektir başkalarının inanmasını beklemeyin. Yani sizde artık Eric Fromm değil de Shakespeare’in “Olmak da olmamak” felsefesi Daha ağır basmıştır demektir. Haklı olan davanıza bile zarar verirsiniz. VESSELAM... 3.5.020
·
11 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.