Gönderi

DERDİMİZ İSLAM~DERSİMİZ İSLAM [ÖNSÖZ]
                              بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ      Varlıklar âlemini ve bilhassa insanlığın değerini Hazreti Muhammed Mustafa [Sallallahu Teala Aleyhi ve Sellem] ile zirveleştiren, ayrıca O Fahr-i Kâinat'ın hayatı üzerine yemin ederek O'nu izzet ve şeref kaynağı kılan ve bizleri de O'na ana toplum [ümmet] olma bahtiyarlığına ulaştıran Yüce Rabbimize hamd-ü senalar olsun!      Bütün âlemlere rahmet, merhamet ve bereket menba-ı olan ve sayısız fazilet numunesi davranışlarla ahlakı tamamlamak için gönderilen ve insanlığa ebedi, mükemmel ve canlı bir örnek olan Peygamberler Sultanı Hazreti Muhammed Mustafa'ya sonsuz salat ve selam olsun!      Değerli dostlar! İslam ilim geleneği içerisinde sayılabilecek hemen hemen bütün kitaplar; besmele, hamdele [Allah’a hamd] ve salvele [Peygamberimize salat] ile başlar. Bizler de bu ilim geleneğine uyarak başladık. Kitabımızın başına besmelenin konulması; söz konusu kitabın Allah’ın yardımıyla vucuda geldiğini ifade ettiği gibi, aynı zamanda mutlak bilginin de ancak Allah’a ait olduğunu vurgular. "Bismillah" ile işe tutunup, hakikat ve marifet için kaleme yapıştım.      Siz değerli okuyucularımıza da, en kalbi duygularımla selam ve dua ederek kitabın "ÖNSÖZ"üne başlıyorum. Rabbim! Göğsüme genişlik ver, kolaylaştır işimi! Düğümü çöz dilimden ki, anlasınlar beni. Amin.      Değerli kardeşlerim! Güzel ahlak; Peygamberimiz [sav] ile başlayan bir şey değildi ama O'nunla kemale eren bir şeydir. Efendimiz [asm] peygamber olarak gönderilince "Var olan o güzellikleri ziyadeleştirdi, devam ettirdi, eksik olanları da tamamladı ve ahlakı kemal noktasına getirdi ve hak olan ölüm gelince bu fâni dünyadan 1430 küsür yıl önce كُنْتُمْ خَيْرَ اُمَّةٍ ayetinin ifadesiyle en hayırlı toplumun içerisinden göçüp Rabbisine kavuştu.      Değerli arkadaşlarım! Peygamberimizin attığı her adım güzel ahlakı tamamlama adına âleme attığı bir imza idi. Üzülerek ifade edeyim ki; bu âvâre nev'-i beşer içinde, bu perişan fâni dünyada; beşerin hakiki mana da  sahibini tanımadığını, mâlikini bulmadığını ve biçare şaşkın olduğuna şahid oluyoruz. Bu geçici gerçek olan dünyada, kısacık ömürde ve karmaşanın, bozgunculuğun egemen olduğu bu felaketler asrında, her şeyin ve herkesin bu küresel musibetten payını aldığı bu sözde iletişim ve bilgi çağında ama hakikatte cehaletin en koyu karanlıklarında olduğumuz bu belalı mevsimde, müslümanların yüzlerinde mahzunluk, akıllarında şaşkınlık, kalplerinde ise, birbirlerine kızgınlık ve kırgınlık hallerinin olduğuna şahid oluyoruz. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde ahlaklar bozulmuş, dinin temelini oluşturan "İman ve İslam"ın temel şartlarına darbeler vurulmaktadır. Şeytan, nefis ve zındıka komiteleri ahlakınızı bozmak için çeşit çeşit hastalıkları içimize atmışlardır.      Değerli kardeşlerim! Yukardaki ifade ettiğim hakikatler sebebiyle; birileri boş durmazken, birileri değerlerimize saldırırken ve bizleri bu değerlerimizden soğutmaya yeltenip uzaklaştırırken, bu aciz ve biçare kardeşiniz "Herkes her işi yapamaz ama herkesin yapacağı bir iş vardır" fikriyle yola çıkarak "SÖZÜN ÖZÜ~ÖZLÜ SÖZLER" eserini yazmış, ümmetin değer verdiği ve bunun yanında ahlakını bozan kavramlara 41 konu ile değinmiştim.      Değerli okuyucu kardeşlerim! Elinizde tuttuğunuz ve okuyacağınız "DERDİMİZ İSLAM~DERSİMİZ İSLAM" eseri de yukarda ifade ettiğim ni'yetle yazılmıştır. "DERDİMİZ İSLAM~DERSİMİZ İSLAM" eserimiz 42 konudan meydana gelen ve son kısmında "HAKİKAT ÇEKİRDEKLERİ" başlığıyla içerisinde ibaresi kısa, mânası geniş olan çok kıymetli sözlerden oluşmaktadır. Konular içerisinde madde madde yazılan sözler başka başka zamanlarda ve değişik muhataplara söylenmiş sözler ve nasihatlar olduğundan dolayı her madde kendisinden sonra gelen maddenin devamı olarak anlaşılmamalı ve düşünülmemelidir. Her madde okunup, tefekkür edilerek anlaşılmaya çalışılmalıdır. Konu içerisindeki maddeler, konuların tam anlaşılması için yeterli bilgi içerdiği kanısındayım.      Değerli arkadaşlarım! Bir şeyi okumak, anlamak, yazmak daha sonra bunları başka kâğıda nakletmek tarzıyla istek duyulan [matlub] istifadenin te'min edileceği muhakkaktır. İşte bu sebepledir ki; okuyup, anlayıp, yazıp sonra da kitap haline getirilen bu bilgilerden çok istifade edeceğinizi umuyorum.      Değerli kardeşlerim! Bizim amacımız insanlara cafcaflı sözler ile süslü kitaplar yazmak değil, bizim amaç ve görevimiz; insanların düşünce dünyalarında vicdanlara yardımcı olacak izahatlar yapmak ve akıcı, basit, anlaşılır, hikmetli, güvenilir ve sağlam bilgi sunmaktır.      Değerli arkadaşlarım! Her kitap; bir kapı, bir pencere, bir hayat, bir yaşam ve bir yolculuktur. Evet, Kitap okumak yolculuk yapmak gibidir. Bazen dere tepe, bazen zorlu arazi şartları, bazen yükseklerde, bazen ovalardan geçer gibi olacaksınız. Bu kitap; size okuma yolculuğu heyecanı verecektir.      Aziz okuyucular! Oku emri aslında okumanın bütün anlamlarını içeriyor. Gözle oku, zihinle oku, gönülle oku! Oku, oku, oku! Kitabı oku, tabiatı oku, kâinatı oku, olayları oku, tarihi oku ve hepsinden öte kendini oku! Oku, oku, oku! Okuyarak oku, düşünerek oku, hissederek oku, duyarak oku, yaşayarak oku ama inanarak "Yaratan Rabbi'nin adıyla oku!" Oku, oku, oku!  Okuyarak bilgiyi, düşünerek hikmeti, yaşayarak tecrübeyi, duyarak irfanı elde etmek mümkündür. Tefekkür bir okuma biçimidir. Zikir bir okuma biçimidir. Tıpkı tilavet ve kıraat gibi. Rabbimiz: "Yaradan Rabbinin adıyla oku" demekle; biz kullarına okuma ahlakını, aslında bilgi ahlakını inşa ettiriyor. Yani hüner; okumak değil, Allah adına okuyabilmektir.      Değerli okuyucu kardeşlerim! Ağaç topraktan, kitap ağaçtan, insan kitaptan beslenir. Bu kardeşiniz; Kur’an-ı Kerim, Hadis-i Şerif ve Risale-i Nur Külliyatından beslenerek hem kendi için, hem de siz değerli din kardeşleri için bir eser meydana getirmiştir. Üstadımız Said Nursi Hazretleri der ki: "İcmal, bazen tafsilden daha vâzıh olur." [İşarat-ül İ'caz- 65]...Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri der ki: "İyi söz kısa ve anlamlı olandır." İşte, kitabımızın içeriğindeki sözlerde bu niteliktedir. Hazreti Ali [ra] efendimizin şu sözüne kulak verelim: "Sözün dikildiği yer gönüldür. Ismarlandığı yer düşüncedir. Onu kuvvetlendiren akıldır. Meydana çıkaran dildir. Bedeni harflerdir. Canı anlamıdır. Süsü düzenli söylenmesidir. Düzgünlüğü ise, doğru oluşudur."      Değerli kardeşlerim! Yakınım olan bir kişiye bir gün şunu demiştim: "Her daim Kur'an'a ve imana hizmet edeceğiz. İnsanların imanına kuvvet verecek surette çalışacağız. İnsanlara duyuramazsak taşlara duyuracağız. Gündüzlerimiz giderse geceyi kullanacağız. Rabbimizi, melekleri ve mü'minleri emeğimize şahid kılacağız. Şahid ol, Şahid ol, Şahid ol Ya Rab! diyeceğiz. Sonunda ise, yüreğimizdeki sevda ile İnşaallah "DERDİMİZ İSLAM~DERSİMİZ İSLAM" kitabını yazacağız." Yazdık Elhadulillah.     Aziz okuyucular! Hocanın, patronun, emeklinin, işçinin, güvenlik görevlisinin, ev hanımının, pimapencinin, dağdaki çobanın, tarladaki çiftçinin kısacası tüm müslümanların tek derdi olmalı o da "İslam'ın yücelmesi için ben ne yapabilirim, ne ile katkı sunabilirim" olmalıdır. Bu din için herkesin yapabileceği bir şey var, yeter ki derdimiz olsun. Derdi olanın, dersi olur.      Aziz kardeşlerim! Bir bahçede çürük bir elma bulunmakla bahçeye zarar vermez. Bir hazinede silik para bulunmakla hazineyi kıymetten düşürtmez. Bundan dolayı; özenle editörlüğü yapıldığı halde olur da kitap içinde kelime ve harf hataları görürseniz tashih ediniz.      Duam odur ki; elinizdeki kitap ve içerisindeki kelamlar ruhlara gıda, fikirlere kuvvet verici hakikatler olsun. Tekrar tekrar okundukça ruhunuza ve fikrinize hayat versin. Hak ve hakikat nurlarını saçsın. Cenab-ı Hak, siz sevgili okuyucularımızdan ebediyen razı olsun. Sıkıntılarınızı tahfif etmekle yüzlerinizi ebede kadar güldürsün. Amin. Söylemek bizden, kabul etmek Allah-u Teala'dandır. [Yavuz Korku~04 Şubat 2021~Perşembe]
·
96 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.