Gönderi

158 syf.
·
Not rated
Yazarın da söylediği gibi 'antikahraman'ımız mazlum mahzun ama bazen zalim diyebileceğimiz rolleriyle insan olmanın yahut olamamanın hikayesini yazmış bizlere. Tüm çelişkileri tüm çatışmalarıyla sorguladığı şey: "..şunu bir denemek istiyorum: İnsan kendi kendine karşı tamamıyla samimi olabilir mi?.." (s.43) İnsan içindeki tüm gerçekliğe; iyilik ve kötülüğüne karşı dürüst olabilir mi? Hadi diyelim bunu başardı peki ya sürdürebilir mi, diyelim bunu da başardı dış etkilerin boyunduruğundan matematiksel formülle izah edilmiş insan olma kalıbından korunabilir mi? İnsan sahiden canlı bir hayatın öznesi olabilir mi, kitaplarda ve masallardaki çizgiyi kendi hayatında yaşaması mümkün mü? Sınırlar ve sınırsızlıkları takdir ederken başarıya ulaşması bir hayal mi? İnsan kalıplaşmadan sıcak ve gerçek bir hayatı capcanlı yaşayabilir mi? Tüm bu sorular Dostoyevski'nin yeraltında yankı buluyor. "Hayat kederiyle acısıyla da güzeldir. Yaşamak nasıl olursa olsun arzu edilir." (s.100) diyen yazar gerçek bir yaşamın sırrını arıyor hikayesinde. İçte ve dıştaki tüm kibir, cehalet, kötülük iktidarını doğru kullanabilmenin peşinde kıvranıp duruyor. Hem öz nefsinin hem toplum tabularının ve dayatmalarının güçlüğü içerisinde 'canlı hayat'ı yaşamanın mümkünatını düşünüyor, dert ediniyor. Öğütlerin, yol göstericilerin varlığını kabul etse de insandaki kötülük meylinin var oluşuyla yüzleşilsin istiyor. Kendini inkar etmeden gerçeğin samimiyetle itiraf edilmesini istiyor. Bunu da bazen küstah bazen kibirli ama içinde çoğu kez mahcup ve çaresiz bir karakterle canlandırıyor. Yazarın kendiyle yüzleştiği kitapta hikaye, hepimizin yaşamla bağını az ya da çok kaybettiğini kör topal idare ettiğimizi hatırlatarak son buluyor.(s.138) Ve diyor ki: " İnsan olmak yani gerçek kendi vücuduna sahip, kanlı canlı bir insan olmak dahi bize güç geliyor; bundan utanıyor, ayıp sayıyor, bildik genel anlamda insan olmaya çabalıyoruz hep. Aslında biz ölü doğmuş yaratıklarız.." (s.139) Sınırlandırmaların insan olmakla çeliştiği bir zeminde yazar haklı bir isyanın temsilcisi. Muhtaç olduğumuz kendilik, hem o iç dürtülerin kötülüğünden hem dış etkilerin zulmünden koruyacak yani hem enfüste hem afakta adil (olması gerektiği gibi) bir düzen ile gelecektir. Bu düzen ne insan olmanın biricikliğine zarar verecek ne de herkesleşmeye sebebiyet verecek; gayesi özgün olmak ve fakat sorumluluğa bağlı bir özgürlük anlayışıyla da dengeyi korumak olan nizam, insanın canlı bir hayata ulaşmasının yoludur. Son söz olarak içi ve dışı bir gören tevhidin bunu sağlayacak düstur olduğunu tebliğ etmek her müslümanın asli vazifesidir. Bereketli okumalar dilerim.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 2020129.5k okunma
·
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.