Gönderi

2086 syf.
·
Not rated
Hayatım boyunca hiç kimseyi Nazım kadar sevmedim. Hep "neden bu kadar çok?" Sorusu ile karşı karşıya gelirdim. Geliyorum da... "Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum." Derdin ya... Ben de artık kitap okumak değil de, kitap yazmak istiyorum Mavi Gözlü Dev!!Bir gün çürüyüp gidecek olan bedenim bana ait değil sığamıyorum bu bedene patlamak geliyor içimden Herkesi ve her şeyi unutturan birini unutmak zordur... En yalnız anında derine dalan insan en derin anında anlaşılırmış. Kıyısını bilmeden yaşarken bir limanın yalnızlığını anlayamayan yalnızlık kadar yalnızsın. Bazı zamanlar da bu şiirler gibi fark etmeden çabucak geçiyor. Güvercin Gerdanlığı kitabında İbn Hazm El-Endelüsi vefâyı şöyle açıklamış: ‘İnsanın aslının temiz, soyunun iyi olduğunu gösteren en açık delillerden, en güçlü kanıtlardan biridir vefâ.’İbni Hazm, Endülüs, Tâhir ile Zühre. Diyorum ki, güzelliğin güzelliği.İbn Hazm El Endülüs'de son deminde aşka tutulmuş ve bir nevî "Tahir olmak ta ayıp değil" misali bir mücadelenin tarafı olmuştur. Unutma demek, gerçekten aşkın yitmesi ve yok olmasıdır. Her geçen gün daha ıstırap verir baktığın yerler, duyduğun şarkılar fakat can çıkmadıkça ümit kesilmezmiş. Ben Zühre yim. Sevmeyince maşuk Tahir Tahirliğinden bir şey kaybetmez ya ben de öyleyim işte. Karşılık beklemeden ama sanki karşılık bulsam bu dünyadan kopacakmışım gibi. Öylesine bir umutla yaşıyor, her daim bekliyorum. O gelmeyecek belki ama ben bu sevdamla bir başka insan olacağım. Dünya serilse önüne istemem sizin olsun diyen insanlar gibi belki. Kim bilir.. Seveni sevmek kolaydır; marifet o sevmediği zaman da onu sevebilmektir. İskender PALA Şair meseleyi ne güzel izah etmiş. Asıl olan yürektir. Kendi inşasıyla sertliği sadece kabuğunda olan Cevat öğretmenine sözü üzerine başlar okumaya; "Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da..." Cevat takılınca aslında kekeme olan Kahraman tutar şiirin ucunu; "Mesela kuzey kutbunu keşfe giderken..." İşte orada bir fon giriyor ve devamındaki okuyuş çok başka Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte, yani yürekte... Öyle güzel şiirler ki, öyle içten hani yaşamışcasına... Evet, evet modern çağda kaybolmaya yüz tutsakta birileri sevgiyi tatmış aşk ile yanmış dedirtecisine... Hayır, sağlamları, kendine güvenenleri, gururluları,neşelileri, sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu; onların ihtiyacı yoktu buna.Bu gibiler sevgiyi sanki kendilerine ödenmesi gereken bir borçmuş gibi, yukarıdan bakarak, umursamaz bir halle kabul ederler.Bir insanın kendisini vermesi, onlar için gelişigüzel bir olay, saçlarına taktıkları bir süs, kollarına geçirdikleri bir bileziktir sanki. Ancak kaderin tokatını yemiş, kendine güvenlerini yitirmiş,hor görülmüş, çirkin yaratılmış olanlara sevgi gerçek bir destek olur.Yalniz boyleleri bilir sevmeyi, sevilmeyi; şükran duygularıyla , alçak gönüllülükle sevmek gerektiğini ancak onlar bilir sözünü Stefan Zweig a bu şiirler söyletmişcesine... Hayalin gözümde, sânın dilimde. Köşkün kalbimde... Nereye kaybolacaksın? Ibn Kayyim, Sevgi Ben onlarca kitabı içinde sen varsın diye okudum. Onlarca satırın altını içinde sen geçiyorsun diye çizdim. Sırf bu yüzden biraz Cahit Zarifoğlu'yum biraz Sezai Karakoç biraz da Nazım Hikmet'im bugünlerde. Ne kadar aşk şairi varsa hepsinden birazım bugün. Şiirler biriktiriyorum sana,olur da bir gün yüzüne okursam diye...
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20193,420 okunma
··
138 views
Bu yorum görüntülenemiyor
İsmet okurunun profil resmi
Sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı ?
İsmet okurunun profil resmi
Paylaşmışın zaten 😔😔 yani Tahir ile Zühre olmak şiirinden bu kadar bahsedip elmayı neden atlamış demiştim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.