Spoiler içerebilir
Yıllardır bildiğimiz bir hikaye. Bir denizci gemi kazası geçirir. Issız bir adaya düşer hayatta kalma macerası ve yıllar yıllar sonra kurtardığı yerli - ki kendisi ona Cuma ismini verecektir - ile adadan kurtulma öyküsü.
Evet aslında çok bildiğimiz bir hikaye dediğim gibi çünkü defalarca izledik, dinledik, çocukken kısaltılmış metinlerini okuduk ve günümüze geldik.
Kitap beni başlarda çok fazla sıktı. Çünkü uzun yıllar adaya adapte olma serüveni ve dahasıda normalde fazla inançlı olmayan bir adamın Tanrıyı bulma ve ona şükretme anlatıları ile doluydu kitap. Hatta bana Tolstoy’un 
İnsan Ne İle Yaşar? kitabını anımsattı çoğu yerinde. Sanki birazda misyonerlik çalışması var gibiydi kitap. Fakat ilerleyen kısımlarında oldukça açıldı hikaye. Bunda iki unsur var. Bunlardan birincisi kitabı sevgili Kitap Dünyam Serkan’ın okuma maratonunda 368 kişi ile birlikte okunandır ki sürekli birbirimize destek olduk okuma sürecinde. İkincisi ise Robinson Crusoe’ nun Cuma ile başlayan ve ilerleyen sahnelerde başka bir çok karakterinde ada yaşamına dahil olması ile devam eden sürecin oldukça hareketli geçmesidir.
Kahramanımız Cuma ya bu ismi kendisini cuma günü kurtardığı için vermiştir ki kitabın orjinalinde yerlinin adı Friday dir. Ancak tüm Türkçe çevirilerinde İş Kültür Yayınları, YKY, ve Ötüken Yayınlarında farklı farklı çevirmenler tarafından isim türkçeleştirilmiştir. Sanırım bunun sebebi anlamı kuvvetlendirmek için.
Grupla okuma yaptığımızı söylemiştim. Ben kitabı İş Bankası Kültür Yayınlarından okudum. Yayınevinin ilk defa bir kitabında hayal kırıklığı yaşadım ki bunda çevirmen etkisi olduğunu düşünmekteyim. Grubumuzdaki bazı arkadaşlar eseri YKY den okudular ve çevirisinin çok iyi olduğunu söylediler.
Ben de kitabı okumak isteyenlere eseri YKY den almalarını tavsiye ediyorum. Hem çevirisinden çok memnun kalacağınız için bende yazarımız 
Daniel Defoe ilk iki 
Robinson Crusoe kitabını bir arada yayımladığı için.
·
30 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.