Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

512 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Devlet nasıl ve neden doğar
 Devlet dediğimiz sistemler aslında kendi elimizle yarattığımız birlikler sınırlar ve zincirleridir. Devletlerin doğarken kullandığı en önemli argümanlar milliyetçilik, dindaşlık ve  özgürlük gibi kavramlardir. Özellikle milliyetçilik,günümüz de yönetimsel sistemlerin toplumun iradesini yönlendirmek amaciyla devamli güncel tuttuğu,görünürde ayrıştırıcı ama sistemler adına toparlayıcı  bir kavramdir.  Insanoğlunun bilinmeyene karşı korkusu kendi iç dünyasında bu kavramları destekler ve bir ihtiyaç yaratır. Bu ihtiyaç birleşme ve birlik olmaktır.  Devletler bu oluşumun tezahürüdür. Devletler her ne kadar insanoğlunun ihtiyaçları doğrultusunda kurulmuş gibi görünse de kurulduktan sonra yasama,yürütme ve yargı gibi kuvvetler birligini sağlayınca,öncelikleri hatta tüm inisiyatifi kendi tüzel kişiliğini sürdürmek ve korumak olur. Hükmünü sürdürmek için yargı ve adalet sistemini kendi çıkarı doğrultusunda inşa eder. Adaletin her zaman güçlüden yana olması biz insanoğlunun yaradılıştan gelen seçimidir. Hem tüm eğilimlerimiz bu yönde iken hem de en büyük şikayetimizdir. Kitaba dönecek olursak; Adindan da anlaşılacağı üzere Platon kendi ideal devlet tanımını yaptığı bu eserde, kendi düşüncelerini hocasi Sokratesin ağzından,kimi zaman soru cevap şeklinde,kimi zaman tümden bütüne yada bütünü parçalayarak kimi zaman da beyin firtinasi eşliğinde okura aktarmaya çalışmıştır. Metnin ilk olarak tartışmaya sunduğu fikirler  adalet tanımı, ahlak ve dürüstlük anlayışıdır.  Ikinci bölüme geçtiğimiz de ise kurulan devletin organik yapisi, sınıflandırılması, sınıfların biribirleriyle iletişimi, ihtiyaçlar ve ihtiyaçları karşılamak icin gereksinimler tanımlanmıştır. Yine eğitim sisteminin önemi ve nasıl olması gerektiği inançların yönetimi bu bölümde işlenmiştir. Dikkat çekici konulardan biride Platon'un ideal devlet-i tanımlarken ideal halkı yaratmak için inançların yada tanrı kavramının kullanılması gerektiğidir ve bunun daimi olarak devlet denetiminde olmasını belirtir.(2.ve 3. Bölüm) Denetimden kasıt çocukları ve gençleri eğitirken tanrıları ve inançları alçak gösteren yada onları salt iyiden gayrı tutan şiirleri ve düzyazıları ya değiştirmeleri ya da yok etmeleridir. Günümüzde neredeyse tüm yönetimsel biçimlerin uygulamaktan geri kalmadığı özgür birey tanımını daraltan bu ve benzeri politikalar Platonun ideal devlet anlayışının da olmazsa olmazdır.   Bu fikir bana kaçınılmaz olarak şu soruyu sordutmuştur; Platon "Devlet" kitabını   halkların refahı için olmasi gereken devlet modelini düşünerek mi yazmıstır yoksa devletin tüzel kişiliğinin sürdürülebilirliğini mi baz alarak yazmıştır?  3. bölümde tasvir edilen devlet anlayışının önemli bir vurgusu da bireylerin eğitim sanat zanaat gibi neredeyse tüm yaşamsal faaliyetlerinin denetlenip devletin uygun göreceği şekilde yapılanmasıdır. Her birey doğasına en uygun olan tek bir is ile meşgul olabilir. (Platonun eser boyunca devleti oluşturulurken üzerinde durduğu bu temel prensip(yasa) halkin sınifsal ayrımının net bir şekilde yapılmasını ve sınıflar arasi geçişe kesinlikle izin verilmemesini sağlar.)Buna binayen Platona göre  devletin en önemli organik unsuru olan korucuların yetiştirilme ve yaşam  tarzı diğer toplumsal sınıflara nazaran daha dikkat edilmesi gereken en hassas  yürütme konusudur.  Platona göre;devleti kurgularken ilahi güçlerin önce bireyler üzerinde  toplamında devlet üzerinde ki etkisi ve yönlendirmesi adaleti sağlamak için vazgeçilmez unsurdur.  Metnin beşinci bölümüne benim de okurken dikkatimi çeken ve şaşırdığım bir sorunsal ile başlıyoruz; Platon kadınlar ve çocukları kastederek "dostların her şeyi ortaktır" önermesi. Sebeplerini açıklamaya çalışsa da bu oneri pratikte farklı problemler oluşturur.  Platon yedinci bölümde filozof tanımini ve nasil yetiştirilmesi gerektigini anlatiyor ve devletlerin yaptigi bu tanıma uyan ve dogru bir eğitimimden gecmis kisinin yönetmesi gerektiğini söylüyor. Thomas More un ütopya eserinde ki devletleri filozoflarin yönetmesi gerektiği önermesinin temeli zannımca Platona dayanmakta. VIII. bölüm gözümüzle gördüklerimizi, inançlarımızı, kanaatlerimizi bize tekrar gözden geçirecek kadar derin bir felsefe içermekte.  " Birisi zincirlerini çözüp bizi ışığa götürmeye kalkıştığında, yakalayip kendi ellerimizle boğazlamaz miyiz?" Insanoğlu doğası gereği her yeniye once duvar olur.  Genel olarak Platon ideal devlet-i kurgularken eğitimin önemini ve nasil şekillendirilmesi gerektiğini tüm ayrıntısına kadar açıklamaya çalışmıştır. Her ne kadar Platon Devleti kurgulamışsa da eser bize eğitimin önemini ve nasil olmasi gerektiğini daha baskın bir şekilde anlatmıştır.    Son bölümde ise Platona göre;ahlak anlayışının olgunlaşması ve varlığını devam ettirilebilmesi yine adalet anlayışının olgunlaşması ve varlığını devam ettirebilmesi için din anlayışı ön şarttır. Ruhların ölümsüzlüğünü kabul edersek ve yaptığımız yada yapmadığımız her şeyden sorumlu olduğumuzu bilirsek bireyleri ve toplumları  istediğimiz ahlak seviyesine çekebiliriz. Ve yine  Platon;  en büyük cezayı "TİRAN"lar yani yöneticilerin çekeceğini düşünmektedir. Bende öyle düşünüyorum.      Eserde geçen " Insanlar nasılsa devletler de öyledir" sözü günümüzde ülkemiz iktidarının bir seçimden ziyade sonuç olduğunun göstergesidir. Neredeyse her cümlesinde sizi düşünmeye, inandığınız değerleri ve fikirleri gözden geçirmeye itecek olan bu eser yaşadığımız dünyayı anlama açisindan bir başyapıttır.  Okuyun okutun efendim! Saygılarımla
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Panama Yayıncılık · 201826,8bin okunma
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.