Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
gerçek, gerçek midir ?
Nietzche ‘nin “ perspektifizm, güç istenci ve doğruluk “ kitabı felsefi yönünden, alışılmışın dışında farklı bir bakış açıları sunması yönünden mükemmel bir kaynak. Ayrıca; Kitabı çeviren Soner Soysal’a da , bu zor eseri bizim anlayacağımız şekle sokup çevirdiği için kendi adıma çok çok teşekkür ederek başlamak istiyorum. Kitap 3 bölümden oluşmaktadır. 1’inci bölümde, “güç istenci “ öğretisinden bahsetmektedir Nietzche. Hayatın, güç istencinden başka bir şey olmadığını, doğada sabit hiçbir şeyin bulunmadığı ve her şeyin oluş ve akış içerisinde cereyan ettiğini, varlık yerine oluşun olduğunu, oluş meydana gelirken otomatik olarak varlığın da oluştuğunu ve sürekli değiştiğini, her şeyin bir birine güç uyguladığını ve gücünü arttırmak için mücadele edildiğini , hayatta kalmak için özellikle insanların gücünü sürekli arttığını, hayatın anlamının sadece güç istenci olduğunu ifade etmektedir. Darwin’in evrim teorisi ile de karşılaştırma yapılmakta ve Evrim; sabit ilken, güç istenci sürekli değişken olup, dünyada kurguladığımız hayat ile gücümüzü sürekli arttırdığımıza değinilmektedir. İkinci bölümde Nietzche ‘nin perspektifizminden bahsetmektedir: Perspektifizm ile; dünyayı yorum ile kurguladığımızı, oluşturduğumuzu, değişimlere karşı bu oluşturduğumuz dünya gücümüze ve etki alanımızı genişlettiğimizi, doğayı kendimize göre değiştirdiğimizi ve kurgularımıza göre yaşadığımızı, aslında insanın diğer canlılardan yaşam olarak bir farkın olmadığını, sadece insanın bunu mizansenleştirdiğini anlatmaktadır. Yani perspektifizm, kısaca şeylere oluşturduğumuz ve amlam verdiğimiz yorumlardır. Bunlar; epistemoloji, din, sanat, gurur, dil , mutlakiyet vs. Bu yorumlar sürekli değişmektedir. Çünkü doğa dinamiktir. Hiçbir şey sabit olamaz. O yüzden sabit olan her şey sahtedir der Nietzche. Son bölümde ise doğruluk ve mütekabiliyet teorisini incelemiştir. Nietzche doğruluğu: “ Doğada insanların her şeyi kendilerinin oluşturduğunu, doğru ya da gerçek diye bir şey olmadığını, sadece yeni oluşan şeylerin, varolan şeylerle mütekabiliyet ölçüsünde uyuştuğu takdirde geçerlilik kazandığını ifade etmiştir. Ayrıca bu uyuma da karşı çıkar Nietzche. Çünkü doğruluk: bizim doğada hem bireysel, hem de grup içinde gücümüzü arttırdığı sürece, işimize yaradığı sürece doğrudur, eğer gücümüzü azaltıyorsa ve işimize yaramıyorsa yanlıştır der Nietzche doğruluk teorisine. Yani Nietzche der ki: “ insan ürünü olan, insanın ürettiği ve kullandığı her şey sahtedir “ , geçicidir, mutlak değildir. Hepsi hükümsüzdür. Kullandığımız dile de değinir ve der ki; Dil, topluluk içinde yapılan bir anlaşmadır, doğa ile hiçbir alakası yoktur, doğayı ve Evren’i anlama aracı da değildir. Dil sadece retorik ve sembolik bir kavramdır. Ve bunların kalıcılığı yoktur. Kalıcı olan sadece ve sadece evrenin kendisidir. Sonsuz olmak için insan tarafından yapılan her şey sahtedir, akıl dışıdır, kendimizi aldatmadır. İşte Doğru, toplum tarafından oluşturulmuş akit dizisidir. Ve bunlar sanaldır der Nietzche. İnsanların yaşamlarına baktığımda; Nietzche ‘nin söylediklerine katılmamak elde değil. Bu evren gerçekten de değişim üzerine, güç üzerine kurulmuştur. Oluşturduğumuz yorumlar bizleri daha güçlü yaparsa, bu yorumlar doğrudur, güçsüz yaparsa yanlıştır. Bence de hayatın bir anlamı yoktur. Gücümüz bittiğinde biz de yok oluruz. Nietzche, tek bir düşünce ya da yoruma bağlı kalarak hayatı kaçırdığımızı ve ıskaladığımızı söylemektedir. Bence de bu doğrudur. Çünkü bir yaşamı istemek; doğanın bizlere verdiği diğer nimetleri geri çevirmek ve de istememektir. Bu da bizi mutsuz yapmaktadır. Hayattan çok tat alırsak daha çok mutlu oluruz. Bu arada Nietzche, mutluk şeylere, öbür dünyaya, dine ve Tanrı’ya inanmamaktadır. İnsanı bu yaptığı ve oluşturduğu kurgusal dünyadan dolayı sürekli eleştirmektedir. Hatta insanı değersiz ve önemsiz kılmaktadır. İnsanın kendi dünyasında sürekli patinaj yapmasını izlemekte ve aslında üzülmektedir, bu akış dünyasında gönlünün istediği gibi yaşayamamasına. İnsanlara hep gerçekleri göstermek istemiştir. Evrenle insanın yüzleşmesini İstemiş fakat, insan sürekli bundan kaçmakta, kendi yalanında yaşamaktadır. Ve onun için insanı değersizleştirip, buna da nihilizm demiştir. Benim açımdan çok çok zihin açıcı bir okuma ve yorum oldu. Bir tık daha yükseldiğimi düşünüyorum. Nietzche ‘yi okuduktan sonra diğer düşünürleri nasıl okuyacağımı da merak etmiyor değilim. Çünkü; Nietzche, insan ile ilgili her şeyi çöpe attı. Varlık yok dedi, metafizik uydurma dedi, insan bir yalancı ve evrene karşı gelen dedi, ölünce her şey yok olur dedi, toplumların dilleri farklı, onun için uydurma dedi, din, sanat, her şey uydurma dedi. Dedi de dedi... Bunları çöpten toplayıp temizlemek mi, Yoksa bildiğimiz gibi yaşamaya devam etmek mi... Kitap aynı zamanda yorucuydu. Çok yorulduğumu düşünüyorum. Yorulmak isteyenlere tavsiye ediyorum. İyi okumalar.
Nietzsche: Perspektivizm, Güç İstenci, Doğruluk
Nietzsche: Perspektivizm, Güç İstenci, DoğrulukSoner Soysal · Say Yayınları · 201912 okunma
·
114 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.