FEMİNİZM VE İSLAM
Bu konuyu detaylıca ele almadan önce feminizmin ne olduğuna bir göz atalım.
Feminizm, kökeni Latinceden gelen femina kelimesinden türemiştir. Femina, Latince'de "kadın" demektir.
Bu kelimeden türeyen feminizm kavramı, eşitliği ve toplumsal gruplar arasındaki farklılıkların yok edilmesini savunur. Feminizm düşüncesi kadının toplum içindeki yerini iyileştirmek olarak ortaya çıkmıştır.
Gelgelelim ki bu “kadının toplum içindeki yerini iyileştirmek” düşüncesi günümüzde o kadar da masum bir hâlde değildir.
Gören bir insan için kadın hakları zaten İslamiyet ile var olmuş ve İslam’ın temel taşlarından birisidir.
İslam’da kadına verilen sonsuz değer ve ehemmiyet tüm kavramların ve ideolojilerin çok daha ilerisinde ve öncesindedir.
Peki feminizm ve İslam’ın kadına verdiği değer arasında ne gibi farklar vardır bir göz atalım:
Feminizm, kadının sesinin daha yüksek çıkması ve özgürleşmesi adına çalışmalar yaptığını iddia etse de aynı zamanda kadın profilini kalıplamaya iten bir unsurdur.
Kadınlar her yerde olmalı, her şeyi yapabilir mantalitesi altında kadını objeleştirmekte ve sıradanlaştırmaktadır.
Oysa İslam, kadının bir obje olmasına ve sıradanlaşmasına müsaade etmez bir annenin ayaklarına cennetin serileceği kadar değerlidir kadın.
Erkek ile karşılaştırdığımızda ise fıtri olarak asla aynı değillerdir.
Her şeyden önce kadın daha naif ve ince ruhludur. Her ikisi de aynı fıtri özelliğe sahip olsa birbirlerini tamamlamaları için bir gerekçe zaten olmazdı.
Her iki cinsin de kendince daha üstün olduğu noktalar vardır.
Mesela Bediüzzaman Hazretleri kadını şefkat noktasından erkekten üstün görür. Bu hususa şu şekilde işaret ediyor:
"Evet, bir valide {veled}ini tehlikeden kurtarmak için hiçbir ücret istemeden ruhunu feda etmesi ve hakiki bir ihlas ile {vazife-i fıtri} yesi itibarıyla kendini evladına kurban etmesi gösteriyor ki, hanımlarda gayet yüksek bir kahramanlık var. Bu kahramanlığın inkişafı ile hem {hayat-ı dünyeviye}sini, hem hayat-ı ebediyesini onunla kurtarabilir."
Böylesine derin şefkat sahibi bir varlığı nasıl kalıplayabiliriz.
Erkeğin üstün olduğu güç vb. durumlara bakacak olduğumuzda ise bu durum kadınlar için yine bir kolaylaştırıcı, yükünü azaltan bir durumdur.
Şayet erkek bu gücünü iyi şeylere sarf etmek yerine kadına şiddete, zulme ve daha nice çirkinliklere kullandığında ise İslam'da bu asla hoş karşılanmaz.
Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) bu konuda "Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimseler değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür." Şeklinde hadis-i şerifi vardır.
Bazı konularda örneğin mirasta kadına bir hak düşerken erkeğe iki hak düşmesi bazı insanların aklında çeşitli soru işaretleri oluşturmuş ve beraberinde İslam, kadına değer vermiyor mu neden erkekten geride ve bazı şeylerden mahrum sorusunu getiriyor.
İslam elbette kadını geride tutmuyor. Güzel âhlak üzere olan dinimizin buna da bir cevabı vardır.
Erkek kendisi dışında ailesine de bakmak mecburiyetindeyken kadın; kazancını, elindeki parayı yalnızca kendine harcama ve istediği yönde kullanma serbesiyetine sahiptir.
Miras açısından baktığımızda ise erkeğe verilen iki hakkın birisi de ailesine bakması, üzerindeki yükümlülüğü yerine getirmesi içindir. Burada kadının geri plana atılıp mahrum edilmesi gibi bir amaç söz konusu değildir. Aksine kadına verilmiş bir ayrıcalık, serbestlik ve özgürlüktür.
İslam'ın kadına vermiş olduğu değere baktığımızda bunu 'feminizm' adı altında kalıplamak ve sınırlandırmak bu değere yapılmış bir haksızlıktır.
Her iki cins de kendi nezdinde değerli, özel ve karakteristiktir.
Eşitlemeye çalıştıkça ortaya çıkan dengesizlik ve çatışmalar ise topluma çok büyük zararlar vermektedir.
Üstünlüğün cinsiyette olmadığını kabul etmeliyiz.
Yüce Allah’ın bize gönderdiği kılavuzumuz Kur’an-ı Kerim’de:
“Ey insanlar! Biz sizi bir erkek, bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler kıldık. Şüphesiz Allah katında en üstün olanınız (sorumluluk bilinci ile hareket edip) duyarlı olmada en ileride olanınızdır.” (Hucurat Suresi/13) Buyuruluyor.
İslam dininin sadece kadın ya da sadece erkek için değil tüm insanlık için var olduğunun farkına varmalıyız.
Çabamızı da kimin üstün olduğu tartışmak yerine sorumluluklarımızın farkında olarak duyarlı bireyler olmak için sarf etmeliyiz. 
İrem Özbey
··
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.