İmkansız bir aşk.. Ve bu aşkın peşinden kendini uçuruma sürükleyen acılarla dolu bir hayat hikayesi...
Benim için aşırı derece boğucu bir kitaptı. Aşkın da bir sınırının olması gerektiğini düşünüyorum. Aşk, kendinden vazgeçecek kadar birine körü körüne bağlı kalmanın adı olmamalı. Werther'in iç dünyası , ruhsal bunalımları çoğumuzun başından geçen şeyler ve özellikle karşılıksız bir aşkla birini sevdiyseniz bence okumamalısınız bile diyebilirim. Kitabı okurken bir sona sürüklenen birini tutmaya çalışır gibi olacaksınız. O an kitabı durdurmak bile isteyebilirsiniz. Hatta bazen Werther'e sarılıp ona kızmakla birlikte acısını paylaşmak isteyebilirsiniz.
Werther'e yardım edebilecek tek kişi belki de sevdiği kadındı. Yer yer Charlotte'ye çok sinirlendim. Ama o bile yardım edemedi. Bence insan önce kendisini sevmeli, kendisini sevmeyen bir insan başkasını da sevemez. Birini kendinden fazla düşününce ve değer verince hayatın anlamı yok gibi gelebilir hatta öyle olur çünkü hayat bizim hayatımız anlamı kendimiziz. Bir başkasını merkeze koyarsak anlamımız kalır mı ki?