Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

KRAL ARTHUR Toprağm üstü zırhlı askerlerin cesetleriyle örtülmüştü. Öyle ki, yağan yağmur topraktan ziyade zırhlan içinde yatan cesetleri ıslatıyordu. İşitilen tek ses zırhların üzerine çarpan yağmur damlalarının çınlamalarıydı. Tüm ovada hayatta kalmış sadece iki kişi vardı, yüzleri birbirine dönmüştü. Biri başım diğerine doğru kaldırdı, miğferinin siperliği yüzünü örtmüştü. Yağmur damlatan cilalı metalin üzerine düştükçe siyah çivili zırhı parıldıyordu. Diğeri ise batan güneşe doğru ayakta duruyordu, miğferi yoktu, uzun ve altın sarısı saçlan ıslanmış, perçemleri alnına yapışmışa Gözlerinin çevresinde kırışıklıklar vardı. Sakalı yer yer beyazlamıştı, ışıldayan gümüş zuhında çukurlar göze çarpıyordu. Uzun kılıcını güçlü bir şekilde sıkıca kavradı. İlk hamleyi düşmanı yaptı ve kılıcını ani, sarsak bir hamleyle savurdu. Gümüş zırhlı şövalye, çevik ve seri bir hareketle bu hamleyi kolaylıkla geçiştirerek kılıcını ileriye doğru yöneltti ve düşmanının göğsüne sapladı. Parıldayan kılıcı, düşmanının zırhını bir ipek kumaş gibi ikiye kesti. Bu şuada düşmanı da beklenmeyen bir hamle yaptı; ağzından kanlar süzülürken son gücüyle kılıcım gümüş zuhlı şövalyenin sırtına sapladı. Bir saniyeliğine rüzgârın sesinden başka bir ses duyulmadı. Sonra ikisi de tek bir vücutmuşçasına yere yığıldı. Bu hikâye, Britanya tarihinin en ünlü krallarından birinin ölümüyle sonuçlanan bir savaşı, efsanevi Camlann Muharebesi'ni anlatıyor. Bu kral ulusunun vicdanında öylesine kök salmıştı ki Britanya Parlamentosu’nun salonlannda onun hikâyesi yazılıdır. Bazılan gerçekten yaşadığmı kanıtlamak için onun adına arkeolojik araştırmalar yaptı. Adı Kral Arthur'du. Peki, Kral Arthur gerçekte kimdi?
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.