Gönderi

800 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Amerikan iç savaşı hakkında birçoğumuzun az çok fikri vardır. Köleliği kaldırma vaadi ile başkan seçilen Abraham Lincoln bu özgürlüğün kendilerine de gelecegini düşünen Güney eyaletlerini tedirgin etmiştir ve 11 Güney eyaletinin Konfederasyon altında birleşmesiyle savaş patlak vermiştir. Aslında Amerika bölünmüştür. Bu savaş, bugünkü anlamdaki Amerika (Kuzey) ile geçimi büyük tarım arazilerine bağlı köleliği savunan Konfederasyon (Güney) arasında 1861 - 1865 yılları arasında yaşanıyor. Yani yazarın doğumundan 35 sene önce. Margaret Micthel 1900 yılında savaşın ardından gelen ikinci kuşağa mensup diyebiliriz herhalde. Savaşın görünen sebeplerinden ziyade asıl hedefinin Kuzey' in fabrikalarında ucuz işçi çalıştırma isteği ve bu sebeple başta pamuk olmak üzere, tarım ile geçimini sürdüren Güney' in kölelerine tabiri caizse göz dikmesi demek daha doğru olacaktır. Ayrıca silah üretimi bakımından da Kuzey %97' lik bir üstünlüğe sahiptir. Sınıfsal farklılıktan gözü dönmüş Güneyliler köleleri istediği gibi kullanabilmekte, pamuk ve tütünden fazlaca para kazanmaktadır. Kuzey ise bir çeşit sanayi devrimindedir ve gerçekten bugünkü Amerikan politikasını benimsemektedir Yaklaşık 22 Milyon nüfusa ve büyük sanayi endüstrisine sahip Kuzey (Union) zorlanarak da olsa savaşı kazanır. Amerika' nın da cephelerde bundan başka zaferi var mı bilemiyorum. Zaferden kısa süre sonra Abraham Lincoln bir tiyatro gösterisinde suikaste uğrar. Bu arada Güney' in savaş yıllarında nüfusu 5,5 Milyon özgür ve 4 Milyon köle civarındadır. Neredeyse yarı yarıya. Tabi eser savastan sonra yeniden yapılanma dönemini de ele alıyor. Kendilerini fazla yormadan büyük zenginliklere sahip Güneyliler, gerek savaşın yıpratıcı etkisinden, gerek tek geçim kaynağı büyük arazilerinde bedava çalıştıracak insan gücü bulamadıklarından, hor gördükleri siyahilerden de kötü duruma düşerler. Çünkü bir zamanları köleleri olan insanlar onlarla esit haklara sahip görülmekte ve bir zamanlar köle olan insanlar oy kullanma hakkına sahipken onların oy kullanma hakları dahi ellerinden alınmıştır. Her savaşta olduğu gibi kuralları galip koyar. Bunda şaşılacak bir durum yok. Her iki tarafın bu para hırsı bugün bile gerçek anlamda köleliği kaldıramamıştır. Buraya kadar bahsettiklerim spoiler sayılmaz çünkü küçük bir araştırma ile bu bilgilere ulaşmak mümkün. Çok detaya girmeden kitap kurgusu hakkındaki görüşlerime geçecek olursam, kitap beni gerçekten fazlasıyla yordu. Oysa ben hakkındaki olumlu eleştirilere istinaden kitabı okuma ihtiyacı hissetmiştim ama gerçekten okurken çok yoruldum. Kitap orijinal dilinde 1200 sayfa civarı benim okuduğum kitap ise 850 sayfadan biraz fazla. Yine Artemis yayınları ancak bu baskısı değil. 1200 sayfa ile 850 sayfa arasındaki bu fark sanırım yazı puntosu ile kapatılmış. İncecik ve gerçekten okuması oldukça zor. Ama benim asıl yorgunluğum fiziksel değil. Scarlett normalde gördüğüm bir çok insanla aynı. Kendini beğenmiş, bencil, dikkafalı ve çevremdekilerden farklı olarak çok güzel. Yine de Bayan O'hara' nın yaşadıkları kitaba konu olacak kadar büyüleyici değil. Bir taraftan romantik Albay Ashley' e aşık ama Ashley' in hisleri onun beklediği biçimde değil. Aşkına istediği biçimde karşılık bulamadığı için bir hışımla evlilik yapıyor ama çok acele. Bu evlilikten çocuğu oluyor ki o çocuğundan neredeyse nefret etmekte. Gerçi yapısı gereği kimi seviyor ki? Eşi savasta ölüyor kendisi dul kalır. Sonra bir kez daha hiç umulmadık biriyle evlenir ve sonra Rhett Butlerr... Kitap bu sarmalda dönüp dolaşıyor. Yeniden yapılanmanın güneylileri mağdur ettiğinden bahsediyor. Savaşın gerçek yıkımını sadece zengin bir Güneyli gözüyle taraflı anlatıyor gerçi yargılamıyorum kendisi de bu atmosferde büyümüş anlaşılan ama Scarlett' in hayatı, kendisi ve yaşadıkları bu kadar uzun bir kitaba dönüşmeyi haketmiyor. Tabi bunlar benim şahsi düşüncelerim. Aynı rengi birçok kişi sevebilir ama sevmeyenler de mutlaka vardır. Okuyup, beğenenlerin de mutlaka anlatacakları vardır. Ancak ben gerçekten beğenmedim. İki defa okumama rağmen hem de. Beğendiğim için değil nereyi kaçırmış oldugumu anlayabilmek için iki defa...
Rüzgar Gibi Geçti
Rüzgar Gibi GeçtiMargaret Mitchell · Artemis Yayıncılık · 20202,023 okunma
··
90 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.