Gönderi

- Dinliyorum. Lise kaçta? - Birde... Çoğumuz bizim lisenin orta kısmından geçmiştik. Celile bir başka orta okuldan gelmişti. Bir gün, Celile'yi derse kaldırdı Şahende öğretmen... Dedim ya, sert kadındı. Pısırıklığın hiçbir çeşidini sevmezdi. Bilmiyorsanız, "Bilmiyorum" diyeceksiniz uzatmadan... Çalışmadınızsa, "Çalışmadım" diyeceksiniz. "Genç kız dediğin başı dik olur" derdi. "Soylu taylar gibi" derdi. "İstemem kamburu çıkmış mıymıntı öğrenci" diye bağırırdı. Bu yüzden, Celile'yi gözü tutmamıştı, ilk gördüğü gündenberi... Lise birde Yeni Türk Edebiyatı okuyorduk... Bir şiir ezberlenecekti. Mustafa Kemal için yazılmış bir şiir... Şahende öğretmen, "Oku bakalım" dedi. Sesinde, "Beceremeyeceğini biliyorum" anlamı vardı. Öğretmenimizi ne kadar seviyorsak, bu gösterişsiz kızı da o kadar sevmiyorduk. Güçsüzlüğü betimize gidiyordu. Canından usanmış haliyle, şiiri, Şahende öğretmenin istediği gibi okumayacaktı, öğretmenimiz de azarlayacaktı, öcümüzü alacaktı. Bütün sınıf, kulak kesildik. Celile gönülsüz başladı şiire... İkinci dörtlükte takıldı. Şahende öğretmen gözlerini iğrenmiş gibi kıstı, "Çalışmamışsınız..." "Çalıştım biraz efendim..." "Biraz mı? Biraz ne demek? Benimle eğleniyor musun sen?" "Hayır efendim..." "Otur yerine... Sıfır veriyorum!.." Arkasından seslendi: "Tembelsiniz... Alıksınız üstelik... Yalnız aklınızla değil, etinizle, kemiğinizle alıksınız..." Celile de yanımdan geçerken keyifle güldüğümü gördü. Düşmanlık duyduğumu anladı. Bahçede yanıma geldi. "Üst üste üç gecedir ancak ikişer saat uyuyabildim" dedi. "Bunun pek önemi yok... Belki gene de ezberlerdim. Ama, ben bu şiiri yazan adamı sevmiyorum!" dedi. "Siz iyi bir kızsınız. Ondan söyledim bunları..." dedi. Yürüdü gitti. "Yazan adamı sevmiyorum" sözü dikkatimi çekmemiş olsaydı, belki okulu bitirinceye kadar hiçbir şey öğrenemeyecektim. Arkasından gittim. Herifi niçin sevmediğini sordum. "Kurtuluş Savaşı sırasında bu adamı Anadolu'ya sokmadıklarını bilmez misiniz?" dedi. "İnebolu'dan 'Seciyesiz' diye geri çevrildiğini?.. Sonra da tutmuş Mustafa Kemal'i öven şiirler yazmış... Haydi o yazmış diyelim, bunları kitaba kim koyar? Haydi koyan koydu diyelim, bunu bize Şahende Hanım niçin ezberletir? İyi kadındır Şahende Hanım oysa... Yiğittir" dedi. O zamana kadar hiç karşılaşmadığım yeni bir şeyle karşı karşıya bulunduğumu sezerek yanına oturdum. Üst üste üç gece niçin ikişer saat uyuduğunu sordum. Annesine yardım etmiş. Annesi dikiş dikermiş... Önümüz bayram olduğu için işleri çokmuş... "Baban yok mu?" dedim. "Yok" dedi. "Öldü mü?" dedim. Bunu, "Babam yok" diyen herkese sormamazlık edemiyordum. Babası, Kurtuluş Savaşında ölmüş... İzmir'e ilk giren birliklerin içindeymiş... Demin okuduğum beyti mektubuna yazan yedeksubay... Teğmen Hakkı Efendi... - Bakın bakayım bana Ayşe... Saçmalıyorsunuz... - Hayır... Geçer şimdi... Ne zaman anlatmak zorunda kalsam, gözlerim yaşarır böyle... Celile güler, "Sulu göz seni" diye parmağını sallar. Dernek istediğim... Yakınlarımızın yaptıkları işler, bizi güçlendiriyor, ya da böyle gözü sulu pısırık... Mıymıntı yapıyor! - Söylediniz mi öğretmeninize bunu?.. - Hemen o gün... - Ne yaptı? - Bitti kadıncağız... Neye uğradığını şaşırdı. Hemen sınıfı topladı. Alık dediği için özür diledi Celile'den... "Alıklık bendeymiş kızım" dedi, "Ben üstelik terbiyesizmişim de..." dedi.
Sayfa 284 - İthaki Yayınları, 4. Baskı, 2010, İkinci Bölüm, Kuvayı Milliyeciler, 4Kitabı okudu
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.