Gönderi
Savaş ve Barış, Napolyon'un 1812 Seferi yaşanırken Rusya'da geçer. Bir ülkenin en buhranlı zamanlarıdır ve Tolstoy büyüleyici bu eserinde savaşın cephe önündeki kadar cephe arkasındaki insanların yaşamını ustalıkla tahlil ederek karşımıza çıkabilecek her insan portresini çizmeyi başarabilmiş ender yazarlardandır.
Prens Andrey, Piyer, Nataşa, Rostovlar, Prenses Maria... Gerçek hayattan alınıp kitaplara özenle yerleştirilmişler sanki. Hepsi o kadar gerçek, sıcak, cana yakın, "bizden" ki... Savaş psikolojisi ile işlenmeleri ise onları daha inandırıcı kılan diğer sebeplerden.
Roman, bulunduğu döneme büyük ışık tutuyor. Dönemin sosyolojik yapısı, ekonomisi, düşünme hayatları, faaliyetleri, gelenekleri açısından da büyük bir eser olduğu gibi yazarın savaş hakkındaki deneyimleri ve stratejilerini göz önünde bulundurmamak bence büyük bir haksızlık olur.
Tolstoy, 1812 Seferi hakkında dönemin ünlü tarihçilerine eleştiride bulunur. Gerçek tarih yazamadıkları, övgü-sövgü veya kader tarihçiliğine karşı çıkar. Tarihin yanlış aktarılmasına, olaylar arasında güçlü bir neden-sonuç ilişkisinin bulunmamasına ve yazılmış olan bu tarihin mantıkla uzaktan yakından ilişkili olmaması üstelik tarihçilerin birbirleri ile tutarsız olmalarına çok öfkelidir. Bu tarihçileri eleştiri süzgecinden geçirir ve güçlü teşbihleriyle yerer. Tolstoy'un bu bağlamda tarih bilgisine ve güçlü mantığına hayran kalmamak elde değil.
Savaş sahnelerinde sanki siz de şakalaşan askerlerden biri olmuşsunuz, belki birlikte yemek yerken, belki de göğüs göğüse savaşırken olaya dahil olur, onların hayatına konuk olursunuz.
Tolstoy'un dünyasında hayaller değil, hayat kazanır. Hayat sizi rüzgârın savurduğu bir yaprak gibi her an her yerde yetiştirir. Kaderinize boyun eğmekten başka bir şey yapamazsınız. Bilemezsiniz ki gerçek mutluluğun en büyük acıların, felaketlerin eşiğinden döndüğünüzde karşınıza çıkacağını.
Saray, sosyete hayatı, aile, askerlik, savaş, barış, aşk, sevgi, mutluluk, hüsrân, umut... Gerçek hayattan, hepimizin hayatından kopup gelmiş bu devasa romanda kendimizi keşfedebileceğimiz özel yanlarımız var.
Uzun zaman etkisinden kopamayacağınız bu roman, kalplerimizde özel bir yer edinecek. Buram buram gerçek hayat kokan bu kitabın bazı yaralarımıza derman olması dileğiyle.
·
1 plus 1
·10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.