Gönderi

405 syf.
5/10 puan verdi
Türkler Mayınlı Arazi, Ermeniler Gül Bahçesi
“Baba ve Piç” yayımlandığı andan itibaren fırtınalar kopardı. Hakkında “basın yoluyla Türklüğü aşağılama” suçlamasıyla dava açıldı. Elif Şafak davadan beraat etti. Mahkemenin kararıyla aklandı. Her ne kadar Elif Şafak beraat etse de “Baba ve Piç” gerçekten de Türklüğe karşı kin ve nefret içeren ifadeler barındırmıyor muydu? Bu yargıya varmanın tek yolu kitabı ancak baştan sona okumakla ortaya çıkardı. Ben de bu merakla romanı tekrar elime aldım ve başladım sayfaları çevirmeye. Romanın ilk baskısı 2006’ya kadar gidiyor. İlk yayıncı Metis Yayınları. 2010’da telif haklarını Doğan Kitap alıyor. Elimde 111. baskısı bulunmakta. Kitaba yazarla yapılan bir söyleşi ve yazar hakkında görüşler eklenmiş. “Baba ve Piç”i okuyalı on seneyi geçmişti. Aradan geçen yılların verdiği donanım ve bilinçle tekrar okuduğumda Şafak’ın Ermenileri mağdur, Türkleri mağrur gösterdiği sonucuna vardım. Şafak, bilinçli olmayan ve sadece piyasadaki beğeniye göre kitap okuyan bir kitelenin masal okur gibi okuyacağı bir roman kaleme almış. Her şeyi normalmiş gibi anlatmış. Ancak kazın ayağı öyle değil. Büyüteç tutup incelediğimizde Ermenilerin kayırıldığı gözden kaçmıyor. Terazinin kefelerinden birindeki Ermeni soykırımının varlığını savunanların ağırlığı hissediliyor. Şafak’ın Ermenileri kayırdığını sadece Ermeni soykırımı meselesinde değil, Türk ve Ermeni aileler arasındaki ahlaki ve gelenekçi yaklaşım bakımlarından da seziliyor. Örneğin Armanuş’un baba tarafı daha ahlaklı, daha gelenekçi, köklerine karşı daha hassas. Oysaki Türk tarafındaki Zeliha ve Asya tiplemeleri hiçbir ahlak, gelenek, kural tanımayan bir öz taşıyor. Söz gelimi Zeliha’nın kızı Asya uçarı ve çılgın bir çocuk. Cinselliği erken yaşta tadıyor, bedenine değen ellerin sayısını kendi bile bilmiyor. Dış görünüş olarak kendini beğenmese de cinsellikte sınır tanımıyor. Ne var ki yaşıtı Armanuş öyle değil; daha düzgün, ahlaklı, kimliliğin dışına çıkmamaya çalışan, kimin kanını taşıdığını unutmayan, gelenek ve göreneklerine saygılı biri. Dolayısıyla yazarın ürettiği karakterlerle diasporadaki Ermenileri hoşnut ettiği bilinçli bir okurun gözünden kaçmıyor. Açıkçası XXI. yüzyılda bir kitap yüzünden dava açmak pek hoş görünmüyor. Bir yazarın özgürlüğünün kısıtlanması, kendi kendine otosansür uygulaması ne kadar doğru? Yazdıklarından ve düşündüklerinden dolayı insanları hapse tıkmak belli bir gelişim yakalamış, düşünsel anlamda belli bir seviyeye gelmiş insanoğluna yakışmıyor. Bırakın kitaplarla kitaplar savaşsın, bırakın tarihçilerle tarihçiler savaşsın. Kitabı ele alıp değerlendirmesi gereken okur mudur, yoksa mahkemeler mi? Zaten dava açarak yazarın ününe ün katmış olmuyor musunuz? Yazarı daha çok parlatmış olmuyor musunuz? İfade özgürlüğü yok deyip yabancıların ülkenize saldırması da cabası. “Baba ve Piç”i tekrar okuduğumda çok da abartılacak, on üzerinden on verilecek bir kitap olmadığını düşündüm. Karşılaştırma yaparsak Şafak’ın “Aşk” kitabı daha güzel, daha sürükleyici. “Baba ve Piç” pek heyecan vermeyen, kuru bir iklime sahip. Ne yağmur yağıyor ne şimşek çakıyor. Çölde yürümenin verdiği hissi veriyor. Yazınsal bir tat da yok. Öyle baskı üstüne baskı yapacak bir roman olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim, ama işte yazarın Elif Şafak olması yetiyor defalarca basılmasına. Sadece Mustafa’nın kardeşi Zeliha ile itişip kakıştığı ve bu itişip kakışma esnasında -nasıl olduysa- Zeliha’nın bedeniyle bütünleştiği sahneyi gözlerinizi daha da açarak ve bir solukta okuyorsunuz. Bunun dışında heyecanlandıran, sonunu büyük bir merakla beklediğiniz başka bir olay yok. Romanda ana mesele, Ermenilerin Türkleri anlamadığı, Türklerin de Ermenilerin acılarını paylaşmadığı temeli üzerine oturtulmuş. Türklerin daha güçlü oldukları için Ermenileri ezdiği görüşü ağır basıyor. Ermeniler hep mağdur rolünde. Ayrıca karakter üretilirken de Ermenilerin kayırıldığının su götürür bir yeri yok. Söz gelişi kitapta Türkleri savunan, bilgili, meraklı bir tek tip bile çok görülürken söz konusu Ermeniler olduğunda onların haklılığı savunan bilgili, okumuş, geleneklerine daha bağlı tipler kurgulamada bonkör davranılmış. Türklerden “iki taraf da acı çekmiş” diye düşünenler de var. Ancak böyle düşünen bir Ermeni’ye rastlamadım. Onlar daha çok, Türklerin Ermeni ırkını ezdiğini, bu yüzden de özür dilemeleri gerektiğini düşünüyorlar. Bütün bunları hesaba katarak diyorum ki “Baba ve Piç” tek yanlı bir bakış açısıyla yazılmış. Diasporada yaşayan tutucu bir Ermeni yazsa yazsa ancak böyle bir kitap yazabilirdi. Propaganda kitabı olmaya aday. Sanıyorum ki sözde soykırımı savunan Ermenilerin elinden düşmüyordur bu kitap. Elif Şafak’a Ermenistan’dan bir milletvekilliği teklifi geldi mi acaba? Ama önce Türk vatandaşlığından çıkıp Ermeni vatandaşı olması gerekir, değil mi?
Baba ve Piç
Baba ve PiçElif Şafak · Doğan Kitap · 201715.8k okunma
·
49 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.