Etkileyici sürükleyici bir romandı. Her satırından ayrı keyif almakla birlikte o dönemin zorlukları ve kadınların değersizliği rahatsız etti. Erkeğin yüceltildiği, kadının haklarının olmadığı bir dönem böyle güzel anlatılabilirdi belkide. Komünizme meylin ve kapitalizme karşı düşüncelerin oluşmaya başladığı bu dönemde soyluların refahta olması gerektiği ve işçilerin haklarının olmadığını çok rahat gördüm. İnsanlar insan oldukları için değil, sosyal statülerine göre kazanıyor ve yaşıyordu. Hikayede en etkilendiğim karakter Levin ve onun düşünce yapısı oldu. Ailesine bağlı, hakkaniyetli ve sevmeyi bilen bir adamdı. Kıskanç yapısı da vardı tabi ama aşırı doza kaçmadan kendi içinde yaşadığı sürece kimseye zararı yok bence. Öte yandan Kiti'ye olan ve hiç değişmeyen aşkı çok hoşuma gitti. Hikayede en üzüldüğüm karakte ise Dolli oldu. Sürekli aldatılması, kocasının çocuklarını ve onu borç içinde bırakması, onları hiç düşünmeyişi sürekli gözünün dışarıda oluşu Oblovski'den nefret ettirdi. (İsmi doğrudur umarım.) İki kardeşin sadakat sorunları vardı doğrusu. Aleksey Aleksandroviç'e de bir parça üzüldüm. Sevmeyi bilmeyen ama seven bir adamdı. Anna'yı kaybetmesinin tek sebebi de olmayan tutkusuydu bence. Anna aşk değil şehvet arayışı içindeydi. Varonsky'de bulduğu en önemli his buydu. İkisi de birbirine tutkuyla bağlı olsa da dönemin zor şartları yüzünden hazin olan sonlarına üzüldüm. Keşke Anna boşanabilseydi ve sevdiği adamla olabilseydi. Belki de hazin sonunu kendisi hazırladı. İhanetin başlattığı bir aşk, bir avuntu bir yere kadar gitti. Sonra şüpheler ve kaybetme korkusu geldi ve son... Hikâyenin sonu beni fazlasıyla tatmin etti. Özellikle Levin'in hayalini kurduğu aile saadetine kavuşması Anna'nın yaşadıklarından bile öndeydi benim için. Efsane bir kitaptı. 1000 sayfa olmasında rağmen bir hafta gibi kısa bir sürede okumam akıcılığının eseriydi. Tabi okurken bir klâsik olduğunu ve yazıldığı dönemi, çevreyi unutmamalı.

Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201939,1bin okunma

·

9 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Emine Gündoğan