İstanbul'u izliyorum, gözlerim faltaşı;
Şehrin dayanılmaz uğultusunda
Hızla yükseliyor gökdelenler.
Yağmalanıyor toprak, hava, su;
Uzaklarda, çok uzaklarda
İniltileri var yeşilin, ormanların
İstanbul'u izliyorum, gözlerim faltaşı.
İstanbul'u izliyorum, gözlerim faltaşı;
Kuşlar kaçıyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Artık ağlar çekilmiyor dalyanlarda;
Kimsenin suya değmiyor ayakları;
İstanbul'u izliyorum, gözlerim faltaşı.
İstanbul'u izliyorum, gözlerim faltaşı;
Can çekişmekte Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl AVM'ler
Tıkalı ömür törpüsü yollar...
Klakson sesleri geliyor taşıtlardan
Güzel bahar rüzgarında egzoz kokuları;
İstanbul'u izliyorum, gözlerim faltaşı.
İstanbul'u izliyorum, gözlerim faltaşı;
Aklımda eski İstanbul'un hoşluğu
Kayıkhanesi yola gitmiş bir yalı;
Esip gitmiş lodosların uğultusu içinde.
İstanbul'u izliyorum, gözlerim faltaşı.
İstanbul'u izliyorum, gözlerim faltaşı;
Bir kadın geçiyor kaldırımdan
Küfürler, sataşmalar, el atmalar...
Bir şey düşürüyor yere;
Kırılan hayalleri, umutları olmalı;
İstanbul'u izliyorum, gözlerim faltaşı.
İstanbul'u izliyorum, gözlerim faltaşı;
Bir kuş çırpınıyor göklerinde;
Ateşi var İstanbul'un biliyorum,
Kaderi iyi mi, değil mi, bilmiyorum.
Beyaz bir ay doğuyor kulelerin arkasından
Kalbinin vuruşundan anlayamıyorum.
İstanbul'u özlüyorum.