Gönderi

460 syf.
5/10 puan verdi
·
Liked
Cinsiyet farklılıkların oluşum sürecine baktığımızda ilkel topluluklardan başlayıp günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. İlkel topluluklarda iş bölümü olmak üzere oturmuş olan yaşam tarzlarının etkisiyle de belirgin bir cinsiyet farklılığı görülmemekle birlikte günümüzde var olan ataerkil oluşumun tam tersi olarak kadının gerek toplayıcılığıyla , gerekse biyolojik yatkınlığıyla toplumsal cinsiyet rolleri daha homojen bir yapıdaydı. Cinsiyet rolü ayrımı olmadığından cinsiyetlere biçilen değerlerde aynı düzeydeydi. Kadın ve erkek hem iş yaşamında hemde aile hayatında aynı statüde görülmekteydi. Tüm bu durumlar üzerine toplumsallaşma sürecindeki kültürleşme hızı belirgin bir etkiye sahiptir.Özellikle sanayi devrimden sonra kol gücünün yerini makinaya bırakmasıyla birlikte kadın ve erkeğin yaşam alanları farklılaşmaya başlamıştır. Bu nedenle iş ve ev hayatının birbirinden ayrılması erkeğin fabrikada çalışmasını sağlarken kadına daha çok çocuk bakımı , yaşlı bakımı ev işleri gibi rolleri üstlenmek durumunda bırakıldı. Bu bağlamda bakıldığı zaman toplumsal değişim sürecinin en küçük yapıdaki aile oluşumunu bile belirgin bir şekilde etkilediğini ve şekillendirdiğini görmekteyiz. Günümüzde yukarıda bahsettiğimiz tüm etkenlerin sonucu olarak cinsiyet farklılıkları oluşmakta ve ailede etkileri görülmektedir. En basit örneği kadın ev işlerinde erkek ise iş hayatı ve evin ekonomik yükümlülüğünü sırtlanmaktadır. Kadınların ev dışındaki işleri sıklıkla aile içindeki işlerinin bir uzantısı olmakla beraber çok sayıda kadın ilkokul öğretmenliği , hemşirelik ve havayollarında hosteslik yapmaktadır. Otorite güç ve denetim gerektiren mesleklerin erkeklere ,bakma besleme ve hizmetle ilişkili mesleklerin ise kadınlara özgü olduğu varsayılmaktadır. Kadınlar aile içinde itaatkar ve hizmetli konumundadır, ve bu konum evin dışında da devam etmektedir. Erkekler ise evde güç ve denetim sahibi olup dış dünyada da ataerkil konumlarını korumaktadır.19.yüzyıl ve sonrasındaki feminist hareketlerin etkisiyle kadının toplumsal yaşamdaki rolü ve iş hayatındaki etkinliği artmış olsa da kökleşmiş ataerkil zihniyetin kalıntıları kadına çift mesaiyi dayanmaktadır. Gün içinde iş hayatında kadının rolü çok etkin değildir. Bunun nedeni kadınların iş hayatında ne kadar başarılı olursa olsun hak ettiği konuma gelmemesi ve bunun sonucunda emeğinin karşılığını alamamasına yol açmıştır.
Kadın Antropolojisi
Kadın AntropolojisiRayna R. Reiter · Dipnot · 201426 okunma
·
219 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.