Gönderi

120 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
(Özetle Heidegger’in sanat anlayışı; yorumsamacı yaklaşım, sanatçı, sanat, eser, köken ,öz, nesne, varlık, araç, dil, edebiyat, şiir,açıklık-gizlilik, tarihsellik, dünya-yeryüzü, hakikat gibi kavramlarla açıklanmaya çalışılmıştır..) Sanat, sanatçı ve eser arasındaki ilişki tıpkı RNA ve DNA arasında bulunan ilişki gibidir. RNA var olabilmek için DNA ya ihtiyaç duyar. DNA ise işlevini yerine getirebilmek için RNA üretmek zorundadır. Tıpkı bunun gibi sanatçı anlam bulabilmek için eserine muhtaç, eser isi sanata muhtaç durumdadır. Biri olmadan diğeri anlam kazanamaz. Bu üç unsur arasındaki ilişki sanatçı ve eserinin kaynağının “sanat” mı olduğu sorusunu akla getirir. Ya da sanat, onlara köken olduğu sürece mi eser ve sanatçı vardır. Bu sorular tam bir cevaba kavuşmasalarda sanat, sanat eserinde yatar. Heidegger sanat eserinin kökeni sorusunu birbiriyle ilintili başka sorulara başvurarak aydınlatmak ister, her soru başka bir soruya vesile olur. Ona göre köken kavramı bir şeyin nereden ve ne sayesinde, ne ve nasıl olduğu anlamında kullanılır. Ve bir şeyin kökeni sorusunun aynı zamanda o şeyin özünün kaynağı sorusunu da içerdiğini düşünür. Sanat eseri her türlü siyasal, dinsel, ruhsal, toplumsal ve ekonomik koşulların dışında ve doğrudan doğruya kendi başına var olan yani mutlak olan doğruyu dile getirir. Sanatçı eserin kökeni, eserde sanatçının kökeni olurken, sanat ise her ikisinin birden kökeni sayılır. Bunun yanında Sanat eserinin kökeni sorusu ister istemez sanatın varlığı konusuna dönüşür. Ona göre sanatın varlığı konusunda ancak varoluş felsefesi çerçevesinde ele alınabilir. Varoluş felsefesi ve ilkeleri sanat felsefesinde yol gösterici olur. Bu kökeni açığa çıkarmak için nesne araç ve eser kavramlarının ayrımını yapmaya çalışır. Sanat eserlerinin nesnel yönleri vardır. Örneğin tablolar gibi ancak önemli olan bir tablo karşısında durarak onların hazzına varanların sahip olduğu duygularla eserle yaklaşmaktır. Heidegger'e göre nesne ile sanat o kadar iç içedir ki mimari de taştan olanın, heykeltıraşlık da ağacın, müzikte sesin, edebiyat eserinde dilin yerine bunun aksini söylemememiz gerekir. Yani taşa bürünmüş mimari sanatı, ağaca bürünmüş oyma sanatından bahsetmememiz gerek. Felsefe tarihinde nesne kavramı 3 farklı şekilde yorumlanmıştır. Söz konusu 3 yorum yani; -nesneyi birtakım özelliklerin taşıyıcısı gören -ikinci olarak nesneyi sebebi olduğu birtakım duyguların birliği gören -ve son olarak nesneyi biçimlenmiş malzeme sayan yorumlar zaman içinde birbirinin içine geçmişlerdir. Heiddeger ilk kavram olan nesne konusunda, onu özellikle eserden hareketle belirlemek ister, nesneden eser'e ulaştırmak istemez. Nesneleri araçsallığı kaybolmuş araçlar olarak görür. Araç bir varlıktır. Amacı hizmet olan nesnelere araç denir. Araç nesnelliğinden dolayı yarı nesne yarı sanat eseri de sayılabilir. İkinci kavram ise eserdir. Eser mekan olarak bir dünyanın açılmasıdır burada hakikatin nasıl var olduğu yani varlığını nasıl etkili kıldığı görülür. Sanat eserinin önemli yönü Onun bir dünya kurması ve yeryüzü üretmesidir. Bunlar Sanat eserinin eser varlığının iki temel özelliğidir, her eser kendi içinde bir dünya açar ve bunu kalıcı kılar. Eser demek dünya kurmak demektir. Heidegger'e göre eser'in kendini koyduğna ve ortaya çıkardığına yeryüzü denir. Yeryüzü özü yönüyle kendini kapatandır. O gizleyen olarak açığa çıkan da yatar. Eser kendini yeryüzüne koyarak yeryüzünü üretir. Yeryüzünü yeryüzü kılar. Dünya ile yeryüzünün karşı karşıyalığı bir çatışmadır. Sanat eseri Dünya ile yeryüzü arasındaki çatışmadan doğar. Heidegger'e göre sanatsal yaratma hakikatin eserde ortaya çıkmasıdır. Öncesi olmayan sonradan olmayacak olan bir varlığın yani hakikatin eserde ortaya çıkışıdır. Sanat gerçekten doğada gizlidir, onu doğadan alabilen ona sahip olur . Doğadaki hakikatin ortaya çıkması için esere gerek vardır. Çünkü hakikat eserdedir, Onun için toplumsal veya bireysel köken aramamak gerekir. Bunun dışında sanatın özü edebiyattır. Edebiyat hakikatin vakfedilmesi dir. Heidegger'e göre gerek felsefe gerekse edebiyat konusunda geldiği son nokta dildir. Dilin olmadığı yerde İnsan, insanın olmadığı yerde felsefe ve Edebiyattan bahsedilemez. Heidegger'e göre sanat bireysel özsel kendimde varlıklar olarak yalnızca sanat yapıtlarının kaynağı değil ama aynı zamanda insanın tarihsel varoluşunu da kaynağıdır .Sonuç olarak Heidegger'in sanat anlayışı onun varoluş felsefesinin doğal bir uzantısıdır. Doğal olarak onun etkisini taşır. Ve bu anlayış sanatlar arasında edebiyatı, edebiyat türleri arasında şiiri özel bir konuma yükler.
Sanat Eserinin Kökeni
Sanat Eserinin KökeniMartin Heidegger · De Ki Basım Yayım Ltd. Şti. · 201179 okunma
·
74 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.