Herkese Merhaba ;
Sevgili Zülfü Livaneli'nin Kaleminden çıkmış olan "Huzursuzluk " kitabını okuduğumda bende gerçekten huzursuz oldum.
"Harese nedir, bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin hırs, Haris , ihtiras , mühteris sözleri buradan türemiştir.Harese şudur evladım,
Develere çöl gemileri derler bilirsin. Bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden , aç sussuz çölde yürürde yürür; o kadar dayanıklıdır yani , ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır . Gördükleri yerde o dikeni koparıp çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar , o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kanın tadı dikenleriyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider , böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve, bunun adı Haresedir.
Ortadoğu'nun adeti budur, tarih boyunca birbirini öldürür, ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz.kendi kanının tadından sarhoş olur .
Kitabın konusuna gelecek olursak , İstanbul'da gazetecilik yapan İbrrahim , Komiser Recep olan arkadaşından , Amerika'da Mardinli bir pizzacının öldüğünü öğreniyor. Biraz düşündükten sonra öldürülen kişinin Mardin'deki çocukluk arkadaşı Hüseyin olduğunu anlıyor .Ölüm olayına çok şaşırıyor ve bu olayı detaylıca öğrenmek için yıllardır gitmediği memleketi Mardin'e gidiyor . Mardin'de Hüseyin'in Ailesi ve çevresi ile iletişime geçip ölüm olayını yavaş yavaş çözmeye başlıyor .Olayı öğrendikçe gerçekten huzursuzluk veren durumlarla karşılaşıyor.İşid zülmune karşı maruz kalan insanların nasıl işkence çektiklerini , Ezidilerin neler yaşadığını akla hayale sığmayacak işkencelere maruz kaldığını öğreniyor .
Kitapla ilgili çok fazla detay vermek istemiyorum, ama kitabı okurken de beni çok huzursuz eden aynı zamanda da günümüzde de olan iki durumdan bahsetmek istiyorum .
Birinci Hüseyin'in başka bir kıza aşık olup nişanlısını terketmesi .
İkinciside İbrahim'in ölen arkadaşı , Hüseyin'in sevdiği kıza aşık olması..
Sizlerde okuduysanız neler düşündüğünüz benimle paylaşabilirsiniz .
