Kapitalist toplumda eşitliğin anlamı değiştirilmiş
tir, Eşitlikle kastedilen, bireyselliğini yitirmiş insanların,
otomatların eşitliğidir. Bu gün eşitlik birlikten
Çok ayrılık anlamına gelmektedir. Bu soyutlamaların
aynılığı, aynı işte çalışan, aynı biçimde eğlenip aynı
gazeteyi okuyan, düşünceleri, duyguları ayın olan
insanların aynılığıdır. Buna göre, kadın eşitliğinde olduğu
gibi, genellikle ilerlememizin işareti olarak Övülen,
bazı başarılara kuşkuyla bakmak gerekiyor. Kadın
eşitliğine karşı söz etmediğimi belirtmem gereksiz,
Fakat bu eğilimin, eşitlik yolunda olumlu yanlan
kişiyi yanıltmamalı. Bu farklılıkları ortadan kaldırmaya
yönelen eğilimin bir parçasıdır. Eşitliğin değeri şu
noktaya kadar düşünülmüştür: Kadınlar eşittir, çünkü
onlar artık erkeklerden farklı değillerdir. Aydınlanma
felsefesinin önermesi olan "ruhun cinselliği yoktur" genel bir alışkanlık haline
gelmiştir. Yitmekte olan cinsel kutuplaşmayla birlikte
bu kutuplaşma temeline oturan cinsel aşk da yitiyor
Karşıt kutupların eşitliği yerine erkek kadın aynılaşıyor. Çağdaş toplum, bireysel olmayan eşitlik fikrini
öğütleyip yaymakta. Çünkü sürtüşüp pürüz çıkarmadan
kalabalık topluluk iç inde çalışabilecek, birbirinin esi, çekirdek insanlara gereksinim duyuyor toplum. Bu
insanların hepsi, verilen emirlere uymaktadırlar, ama
yine hepsi kendi isteklerini yaptıklarına inandırılmış
lar dır, Nasıl ki çağdaş yoğun üretimde malların standartlaştırılması
bîr gereklilikse» sosyal süreçte de insanların
standartlaştırılması öyle bir gerekliliktir. Ve
bu işe «eşitlik» denmektedir»