Hepimiz zaman zaman esaret içinde olduğumuzu düşünürüz… Kendimizi verimsiz, potansiyelimizi düşük hissedebiliriz… Geçmişe ve geleceğe baktığımızda hayatı sorgularız, hayattan sonrasını da… Hatta öyle zamanlar olur ki, kendimizi içinde bulunduğumuz zaman, yer ve toplumda uzaylı gibi hissederiz… Zekiye ile birlikte çalıştığımız iki yıl boyunca, çoğunlukla İstanbul’da yemek molalarındayken, bazen de iş gezilerimizde, yolculuklarımızda, Cenevre’de gölü seyrederken, Zürih’te trene binerken, Milano’da şemsiye peşinde koştururken, Paris’te et siparişlerimizi verirken, sohbetimiz eksik olmazdı. Fırsat bulup bir araya geldiğimiz her zaman diliminde yukarıdaki konular etrafında düşünür ve konuşurduk. İş dünyasının mekanik dişlileri arasında nefes almakta zorlanır ve bu dünyaya ait değilmişiz gibi hissederdik. “Bunu çözmem lazım” derdi. Beraber çalıştığımız dönemin son zamanlarında Koçluk eğitimleri almaya başladı ve günlerden bir gün “İlknur atölye çalışmasını tamamlayabilmem için gönüllü danışanım olur musun?” diye sordu. Tanıştığımız gün itibariyle hissettiğim “yüksek frekansı”, hedefe odaklılığı, prensipleri ve çalışkanlığının yanı sıra, kelimelere hâkimiyeti, konuşmaya kattığı incelikli dokunuşlar beni hep çok etkilemiştir… Teklifini hemen kabul ettim. Yaptığımız seansların sonrasında hissettiğim şuydu: “Biri size doğru soruları soruyorsa, cevapları bulmak çok kolay! Böylece dünyada sorunların değil, bulunmayı bekleyen çözümlerin olduğunu fark ediyorsunuz…” Tanışmamız ve anılarımızın üzerinden geçen sekiz yılın sonunda “Ruhsal Rönesans”ı elime alıp okumaya başladığımda hissettiğim duyguyu tarif edemem. Çünkü, aynı gün ben de ilk kitabım için yayınevimle sözleşmemi imzalamıştım. İkimiz de kendi bireysel Rönesanslarımızı eşzamanlı olarak gerçekleştirmiştik. Kitabı, kütüphaneme her girdiğinde, birine hediye ettiğim ve yakın çevreme sürekli tavsiye ettiğim bir klasik oldu. Bu sadece benim düşüncem değil üstelik tescilli birçok ustanın da ifadesi. Leonardo da Vinci Gibi Düşünmek ve Dehanızı Keşfedin kitaplarının yazarı -Michael J. Gelb’in kitapla ilgili yorumu aynen şöyle: “Zekiye Olgaçay, Ruhsal Rönesans’ta isteyen herkese ilham veren, etkili ve pratik bir rehber sunuyor. Bütünlüğe doğru yaptığı yolculukta, kendimizi ve dünyamızı iyileştirebileceğimiz derin bilgi ve farkındalıklarını paylaşıyor. Şiddetle tavsiye ederim!” “Ruhsal Rönesans” kitabı “Ruhumuzu”, derin kuyulardan çıkarıp bulutların üzerinde bir evrene taşımak için kilitleri kırıyor ve kapıları açıyor. Çıktığınız yolculukta en yakınınızdaki rehber olarak zihninize fısıldıyor. Bu yola girdiğinizde de içinde tutsak edildiğiniz matriksi fark ediyorsunuz ve gerçekliğe uyanıyorsunuz. Baştan aşağıya evrensel boyutta kolektif bilgilerle dolu, büyük bir emek ve dikkatle hazırlanmış bu kitap, tünelin ucunda “Işık” olduğuna inananlar için… Her bölümde, size çok tanıdık gelen korkularınızla yüzleştirecek metotları, akıcı bir dille sıralıyor. Yürekten bir cesaretle, hayallerimizin ötesinde ulaşılabilir bir “Ütopya “nın sırlarını veriyor. Saklı cennetinizi bulup ayaklarınızın altına seriyor. Tüm olumsuzlukları dönüştürerek gerçek benliğinizi ustalıkla yeniliyor. Kesinlikle başucunuzdan eksik etmeyeceğiniz ruhsal bir yol haritası, bir rehber olan kitap “Uyanıştan ustalığa” giden yolda kendini iyileştirerek, seni “yeni dünya ”nın yaratımında yer almaya ve “en muhteşem versiyonunu” oluşturmaya çağırıyor.. Özellikle bu dönemde okuduğunuz her sayfadan çok etkileneceksiniz. Bu kitap bilinçaltına gerekli tohumları ekerek bedeninizde ve bilincinizde dönüşümü başlatacak! Sonuna kadar okuyun matriksi yıkın, cennetinizle tanışın… Keyifli okumalar! booksiay.com/ruhsal-ronesans...

Ruhsal RönesansZekiye Olgaçay · Doğan Novus · 201836 okunma

·

78 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ilknur Akpınar Yücedağ