Gönderi

204 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
"Sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmez" der Sokrates . Ve karşıma sogulayan, arayış içinde olan bir karakter kitabı olarak çıkan Amak-ı Hayal, (Hayalin Derinlikleri) Türk edebiyatının ilk felsefi ve gerçeküstü romanı kabul ediliyor. Çok fazla tanımlayıcı bilgiye yer vermek istemiyorum çünkü tarayıcı bilgisinden çok kendi izlenimlerimi yazdığım bir inceleme olacak. Çok büyük tesiri hissetmesem ve tasavvufi öğeler barındıran bir kitap olsa da, okurken daha önce okuduğum Sidharta'dan, Hay Bin Yakzan'dan, masallardan, Zerdüşt hikayelerinden ve hatta en sevdiğim animelerden Avatar Aang'in yolculuklarından bile esintiler buldum kendimce:) Roman kahramanımız Raci, kitabın birinci bölümünde, vücudunu saran kuşku ejderhasından kurtulmak için kendini sorgularken, mezarlıkta karşılaştığı Aynalı Baba'nın ikram ettiği kahveden her yudumladığında farklı âlemlere yolculuklar yapıyor. Hiçlik Zirvesinde, Yunan tanrılarının Olimpos Dağı'nda, Merih gezegeninde, Kaf Dağı'nda ve birçok yerde bulunuyor. Bu çeşitli alemler ve boyutlar arası yolculukta, tasavvufi bir felsefeyle anlam arıyor. Bu yolculuklarda dikkatimi çeken yerleri yazacağım: Hürmüz ve Ehrimen ( Zerdüştlükte iyilik- kötülük tanrıları) ile yaptığı yolculukta Ehrimen'in yaptığı varlik-yokluk konuşmasında, tabiatın dengesi olarak yorumladığımız şeylere karşı bambaşka bir yönelim sunuyor: " Bir böcek tohumları yiyor, o böcek de diğer bir hayvanın dişleri arasında yem oluyor. O hayvanı da bir diğeri yutuyor. Bir koyun bitkiyi yiyor, siz de koyunu yiyorsunuz. Bu alem birbirini yemek, yok etmek üzerine kuruludur. Her şey birbirinin doğal düşmanıdır." Başka bir bölümde Aynalı Baba'nın bir kedi yavrusu için şenlik düzenlemesine saşırılmasına cevaben; " Şimdi sana desem ki falanca kralın oğlu dünyaya gelmiş, o millet şenlik yapıyor, bu sözlere hiç şaşırmaz belki de bunu doğal bulursun. Fakat düşün ki çocuğun yaşayıp yaşamayacağı bilinmez, iyi adam olup olamayacağı da bilinmez, kral olduğu için kibirli zorba bencil cahil olması da öngörülebilir." Bir çocuk için yapılan şenliğe ses çıkarılmazken yavruya şaşırmak karşısında alaycı bir hikmet dersi dikkat cekiciydi benim için. Yine Ulular meclisi bölümünde "Saadet nedir" sorusuna Hz. İbrahim'den Konfüçyüs'e Aristo' dan Buda'ya kadar olan diyalog kısmı birinci bölümü için çok iyi bir özetti. İkinci bölümde ise Raci Manisa Tımarhanesinde karşımıza yine bambaşka hayallerde çıkıyor. Bu bölümde de oldukça başarılı metinler vardı. "Emek ve mükâfat" " Güzellik ve Hayal" bölümleri oldukça iyiydi. Çokça yeni kavram öğrendiğim bir kitap oldu benim için. Okunması gereken Türk klasiklerinden olduğunu düşünüyorum ve tavsiye ediyorum.
A’mâk-ı Hayal
A’mâk-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117k okunma
··
51 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.