Gönderi

355 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bülbülü Öldürmek Kitap İncelemesi
Merhaba! Bugün daha önce sıkıcı bulup 10. Sayfasında bıraktığım ama 1000Kitap’ın bana ısrarla “Ne okusam?” kısmında önerdiği Bülbülü Öldürmek kitabından bahsedeceğim. Kitap bir çocuğun ağzından anlatılıyor: Scout. Kitabın ana teması ırkçılığın anlamsız olduğu ve tüm insanların eşit olduğu görüşü. Kitabın arka kapağında yazana göre böyle yani. Ama ırkçılığın ve eşitsizliğin odak noktasına girdiği yer kitabın ikinci kısmında başlıyor. İlk kısmında Scout ve ailesinden, onun yaşamından, şehrinden, okul hayatından bahsediyor Scout. Bana kalırsa ilk kısım fazla uzatılmıştı. Neredeyse 200 sayfasını bir hiç için okumuş gibi hissetmiştim. Tabii ki de ilk kısmın ikinci kısma kattığı bilgiler sayesinde ikinci kısım aydınlandı ama birinci kısım bir miktar daha kısa olabilirdi. SPOİLER İÇERİR! Asıl kahramanımız Scout, babası -Atticus- ve abisiyle -Jem- Maycomb isimli bir köyde yaşamaktadır. Hikayenin başında 6 yaşındaydı. Biterken 9 yaşlarındaydı. Kitap 3 sene içerisinde Scout’un ve onun yaşadığı köydeki kişilerin başından geçenleri anlatıyor. İlk kısmı daha çok buna ağırlıklı. Ancak ikinci kısmında asıl olaylar başlıyor. Scout’un babası Atticus tecavüz suçundan yargılanan Tom Robinson’un avukatlığını yapmak zorunda bırakılıyor üstleri tarafından. Atticus da mecburen davayı alıyor ve Tom Robinson’ı savunuyor. Tüm köy halkının suçundan emin olduğu Tom Robinson aslında suçsuz bir kişi. Tecavüz ettiği iddia edilen kız ve babası tarafından iftiraya uğruyor. Tüm köy halkının Tom Robinson’ı suçlu bulmasının nedeni Tom’un zenci olması. Zencilerin hep suç işleme potansiyeli olduğunu, kötü ve işe yaramaz insanlar olduğunu düşünüyor bütün köy halkı. Atticus da bu önyargıları ve kalıplaşmış düşünceleri yıkmak için mahkemede Tom Robinson’ı savunuyor. Mahkemenin olduğu gün Scout, Jem ve onların arkadaşı Dill gizlice mahkeme salonuna girerek saatler süren mahkemeyi izliyorlar. Tanıklar dinleniyor, Atticus tanıklara çeşitli sorular sorarak Tom Robinson’ın üstüne atılan tecavüz iddiasını çürütmeye çalışıyor. Ki yapıyor da. Mantıksal olarak Atticus’un bütün kanıtlarına ve tanıkların vermiş olduğu ifadelerin çelişkilerine istinaden Tom’un suçsuz olduğu mahkemedeki çoğu insan tarafından anlaşılıyor. Ama kabul etmek istemiyorlar Tom’un suçsuz olduğunu. Çünkü o bir zenci. O bütün suçları işlemiş olabilir onlara göre. Atticus’un kanıtlarına ve tanıkların ifadelerinin tutarsızlığına kulaklarını tıkamış olan diğer bir kesim ise Tom’un suçlu olup olmadığının son kararını verecek olan jüriler. Atticus ve Scoutlar bir hevesle jüriden gelecek son kararı beklerken hayal kırıklığına uğrararlar. Jüri Tom’un suçlu olduğuna kanaat getirir. Bu kısımda çok üzülmüştüm. “Nasıl olabilir? Basbayağı kanıtlar var ortada.” diye kendi kendime söylenip durdum… Kitabın bu kısmından çıkardığım şey insanlar daima kendi bildiklerini dinler ve kendi çıkarlarını düşünür. Jüriler rüşvet aldıkları için Tom’un suçlu olduğunu düşündüler belki de. Diğer insanlar da Tom’un suçsuz olduğuna kulaklarını tıkadılar çünkü o bir zenciydi. Umursamıyorlardı onu. Dünyadan bir zencinin eksilmesi onlara bir şey ifade etmiyordu çünkü. Günümüz gerçek dünyasında da böyle şeylerin hala yaşanıyor olması gerçeği suratlarımıza çarpıyor maalesef ki. Bu olaydan sonra Tom Robinson’ın tecavüz ettiği iddia edilen kızın babası Atticus’a kin beslemeye başlıyor kanıtlar ortaya sunduğu için. Bu kinini de Atticus’un çocuklarından almaya çalıyor. Bir gün Scout ve Jem Cadılar Bayramı gösterilerinden dönerken kin almayı bekleyen baba Scout ve Jem’e saldırıyor. Jem’in kolu kırılıyor ama Scout zarar görmeden birisi saldırganı öldürüyor ve çocukları evine götürüyor. Buradaki kahraman “birisi” hikayenin başından beri Scout ve Jem’in “Öcü Radley” diye hitap ettiği, evinden neredeyse hiç çıkmayan ve kimseyle görüşmeyen bir adam. Evi çok bakımsız ve ürkütücü olduğu için ve evinden hiç çıkmadığı, dolayısıyla çocuklar onu neredeyse hiç göremediği için “Öcü Radley” diyerek bahsediyorlardı ondan. Buradan çıkardığım mesaj ise kimseinin göründüğü gibi olmadığı, kötü olarak düşündüğümüz birinin bir gün bizim hayatımızı kurtarabileceği, aslında çok iyi biri olabileceği. Kimse göründüğü gibi değildir. İyi gözüken biri kötü de olabilir, kötü gözüken biri iyi de. Kitabın düzenlenmesinde yine yanlışlar gözüme çarptı. İmla ve yazım yanlışları vardı bazı cümlelerde. Bazı böyle dünyaca ünlü kitaplarda yazım yanlışları olduğunu görünce şaşırmadan edemiyorum. Onlarca kez gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum her kitabın. Çünkü yüzlerce basımı oluyor bir ülkede. Kitap hakkında aklıma takılan en önemli nokta kitabın adının neden “Bülbülü Öldürmek” olduğu. Atticus, Jem’e hediye olarak bir tüfek almıştı ve tüfeği verirken “İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır.” demişti. Bu söz kitabın arka kapağında da yer alıyor ama hala kitabın adı ve tamamıyla olan ilişkisini çözemedim. Belki de insanlar arası ayrımcılığa ve eşitsizliğe bu söz ile dem vurulmuş olabilir. Saksağan kuşlarını zenci insanların yerine, bülbülü de beyaz insanların yerine koymuş olabilir belki yazar. Zencilerin öldürülmesinin herhangi bir etkisi olmaması ama bir beyaz ölünce aynı davranmayışlarına atıfta bulunulmuş olabilir belki diye düşündüm. Daha derin anlamları da olabilir. Bir sonraki incelemede görüşmek üzere!
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Sel Yayınları · 201473bin okunma
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.