Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Geçen yıl bağıra bağıra gündem etmiştik, akıl başa şimdi gelmiş. -KAYIP ÇOCUKLAR NEREDE? Belki bir godomanın bedeninde, belki de bir cilt kırışıklığı için üretilen kapsülde.. Adrenochrom hakkında en ufak bir bilgi yazdığımız anda; -Komplo teorisi yazıyorsunuz, yok daha neler, abartıyorsunuz! diyenler nerdeler? Gözlerine bakabildiniz mi organları çalınıp, çenesine kadar teğellenen mülteci yavruların? Hadi biz uyduruyoruz da, söylesenize resmi verilerde mi yalan söylüyor. Sadece Almanya'da senede 12.000 mülteci çocuğun kayıp tutanakları tutuldu. Çin'de binlerce Türkistan'lı yavrunun teğellenmiş bedeni yanyana sıralandı. Hümanizm adı altında gözgöre göre kocaman bir katliam yapıyorlar. Tabi sen ve ben kimiz? Biz kimiz ki yetkililerden daha iyi bilelim. Onlar "yok böyle birşey" diyorlarsa yoktur. Hatta; -Siz doktorlardan daha iyi mi biliyorsunuz! Naraları atanlar; -Bu çocukların organlarını, derilerini, kanları alanlar kaportacılar mı? Tinerciler mi? Fırıncılar mı? Bakkalcılar mı? Kim, kim? -Doktorlar, Profesörler! (İşini islam hassasiyetiyle yapanları tenzih ederim) Adrenochrom bir hayal ürünü değil. Öylesine normalleşti ki tv ekranlarında açık açık itiraf ettiler ve dünden beri bunu satmak isteyen bir Türk linç ediliyor. Nasıl elde ediliyor peki bu? 9 yaş altı çocukların ve bebeklerin korkutuldukların da ve şiddet gördüklerinde, ki tokat atmaktan bahsetmiyorum, tecavüz etmek, bedenlerinden parça kesmek, yakmak gibi.. İşte böyle acılar çektiklerinde epifiz bezlerinden güçlü adrenalin salgılanır. Ve o an alınan kanlarının içilmesi ileri derecede "gençleştirici" etkiye sahiptir. Hatta adrenochrom bulamayan bazı ünlülerin 1 sene içinde nasıl ihtiyarladığını ufak bir arastırma ile görebilirsiniz. Peki bütün bunları kim tespit etti? Fasulye kırarken Ayşe teyze mi? Fabrika da çalışan Hasan amca mı? Kim? -Elbette o çok güvendiğimiz Bilim Adamları! Öyleyse sorarım sizlere; Bir insan neden bebek derisinden yapılmış ayakkabı giymek ister? Çocuk omurgasından sap yapılan bir çantayı kim takmak ister? Neden insan derisinden veya etinden bir elbiseye ihtiyaç duyayım? Kurabiyeden bebek kafası esprili lolipop, organlarından yemek yapmak sanat mıdır? Artık Hollywod yıldızlarından Sandra bullock bunu açık açık itiraf etti.. Adrenochroma borçluymuş gençliğini.. Hiç bir yerden tepki gelmedi, dünya artık bu kıvamda.. Peki nereden hasat ediliyor bunca elite bu kadar kan, deri organ!! Sadece Almanya'da 12 bin kayıp yavrumuz var, nerede bu çocuklar? Sizlere bir tek şunu diyeceğim; -DÜNYAYI BİR GRUP İŞKENCECİ, PEDOFİLİ, RUH HASTASI YÖNETİYOR! SİZLER DE ARTIK TOZ PEMBE BİR DÜNYADA YAŞAMADIĞINIZIN FARKINA VARIN! O Suriye'li anne binbir türlü sancılarla doğururken oğlunu; ne çadırkente düşeceğini, ne yavrusunun organlarının çalınıp çuval misali teğellenip bir köşeye atılacağını hayal etmiş miydi? Rüyasında görse inanmazdı! Peki hep ölen başkası mı olacak? Bu ateşe hep birlikte su dökmezsek, bir gün hepimizi yakacak.. Çözüm ne mi? Tüm bu yaşananların imtihan olduğunu bilmek ve cihad etmek! Yorulmak, dert etmek, ağlamak, çabalamak! Ne yapalım? Keyfi kaçanların sabah akşam kitap yanında kahve fotoğraflarını mı layklayalım ümmetin cesedini çiğneye çiğneye. Kudüs kazanılmadan gülmeyi, soğuk su içmeyi kendine yasaklayan ecdada bak, birde biz ağzımızı açınca morali bozulan, keyfi kaçan mücahidelerimize bak! Bozulsun moraliniz, evinizi sağdan soldan fotoğraflayıp altinada iki hadis yazmanız kurtarıyor çocukları, devam edin nefsi tatmin etmeye. Bu ne zillettir! Firavunlarda kesti çocukları, müşriklerde gömdü diri diri toprağa. Yakin tarihte birer birer kurşuna dizildi, hiroşimada kağıt gibi yandı çocuklar.. Ama artık "israf" etmiyorlar onları(!) Kullanıyorlar canlarını kanlarını! Geçmiş nasıl mücadele ettiyse bu durumla, bizde edeceğiz her halukarda. Gözlerini kapatan, perdesini çeken,morali bozulan gitsin! Biz biliyoruz ki tarih gibi izzet ve şerefte tekerrür eder. Bizim gibi geçmişi şeref ve başarı ile dolu bir topluluk var mıdır? Öyleyse biz neden onlar gibi mücadele edip, en azından "çabaladık" diyemeyelim? Tüm kainat bu vahşiliklere göz yumsa ve hatta bir avuç kalsak ne farkeder ki? Allah bizimle olduktan sonra kaybeder miyiz? Tufanda gemide kaç kişi vardı? Erkam'ın evine kaç kişi sığdı? Bedir'de kaç yiğit vardı? Sonuç? Her biri kendini Rabbine ispat etti ve KAZANDI! Rabbimiz bizden çaba istiyor, ispat istiyor. Kör gözlüğü takıp, inkar edenlere neden yardım etsin ki? Yarın yitik bir yavru yakana yapışsın, hakkımı neden aramadın demesin istiyorsan mücadele et kardeşim. Çözüm; Ahir zaman fitnelerinde Kuran ve Sünnete dişlerimizle yapışmak! Şüphelilerden kaçmak! Sade olmak.. Ve Teheccüd vakitlerinde her günahımıza af dilemek, çok çok tevbe etmek.. Yaptığımız hatalara düşmeden tertemiz bir hayat yaşamaya çalışmak.. Örtümüz yoksa örtünmek, namazımız yoksa Bismillah deyip başlamak.. Sadakayı arttırmak. İyi bir insan olmak! Bakın sonra rahmet ve müjdeler nasıl geliyor. Avuçlarımıza Felak-Nas okuyup hem kendimizi, hem evladlarımızı mesh edip koruyucu bir kalkan oluşturmak.. Bizler hep çözümü bir sihirli değnekte yada içeceğimiz bir iksirde sanıyoruz. Oysa Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem fitnelerden Rabbine bu şekilde sığınmıştır.. Birbirimize yardımcı olalım, bu dönemlerde birbirimize daha çok kenetlenelim.. Kafir çocuklarımızın kanına ve etine meyletmişken, biz birbirimizin etini yemeyelim.. Umulur ki, Mevlam affeder, merhamet eder.. Tarihte izzette Selam ve dua ile.. Yağmur İbiç/24.06.2020
··
156 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.